Biyoloji Hypatia Arşivi

Plankton ve Planktonoloji

Süngerbob çizgifilminde ki kötülük yapacağı zaman, arkasından bir gramofon çıkarıp, kötü adam müziği çalan ve her seferinde başarısızlığa uğrayan, mini minnacık karakter Plankton.

Plankton

Plankton; Bikini kasabasının en küçük canlısıdır. Tek gözü vardır. Yengeç restoranının karşısında restoranı vardır. En büyük rakibi Bay Yengeç’dir.. Ayrıca eşi bir bilgisayar dır. Bikini kasabasının en kötü kalpli yaratığı olarak bilinir.

Asıl adı: Sheldon James Plankton olan ve ömrünü Bay Yengeç’in gizli formülünü çalmaya adamıştır.

Plankton

Çizgi filmlere konu olan bu canlılar: Evrende karanlık maddenin evrenin büyük bir kısmını oluşturduğu halde görünemediği gibi plankton da okyanuslarda, denizlerde bir o kadar fazla olup göremediğimiz organizmalardır. Çok da önemsemiyiz kendilerini!

Ama bu minik canlıların, deniz ekosisteminde devasa bir görevi var. Plankton deniz canlıları için muazzam bir besin kaynağıdır.

Plankton yunanca kökenlidir ve gezen dolaşan sürüklenen anlamı taşıyan planktos’dan türemiştir. Yani hareket kabiliyeti olmadan deniz ve okyanuslarda dalga nereye sürüklerse oraya giden canlılar plankton sınıfına girer. Bunlar bakteri, alg, arkea olabilir.

Plankton terimi ilk kez Victor Hensen tarafından kullanılmış olup benthos, nekton gibi bu günde kullanılan bazı terimlerin yaratıcısı olan Haeckel tarafından bugünkü anlamda yeniden tanımlanmıştır.

Plankton çoğul bir ifadedir, tekil olarak ise planter veya plantont adı verilir.

Plankton

Planktonun iki ayrı grubu vardır. Bunlar fitoplankton ve zooplanktondır.
Fitoplanktonlar çok ciddi oksijen miktarı üretirler. Aldığımız her nefeste anmamız gereken canlılar yani. Zooplankton ise deniz altında görünen tüm canlılara besin kaynağı olurlar.

Fotosentezle kendi materyalinin bir kısmını sentezleyebilme yeteneğine sahip olan yani ototrof olan planktonik organizmalar; fitoplankton veya bitkisel plankton olarak adlandırılır.

Ortamda bulunan organik partikül veya organizmalarla beslenen yani heterotrof olan planktonik organizmalara; zooplankton veya hayvansal plankton adı verilir.

Yani anlayacağınız, en temel yaşam fonksiyonlarında bu minik canlıların rolü büyük.

Plankton

Besin zincirinin temelini oluştururken, oksijen üreten ve yaptığı ayrıştırma ile nitrojen döngüsünü sağlamaktadırlar. Ama plankton yalnızca tek hücreli görünmeyen organizmalardan oluşmuyor. Mesela deniz anaları da plankton sınıfındalar!

Denizanaları jelatinli zooplankton sınıfının üyeleridir. Çünkü onlar da dalga nereye biz oraya şeklinde yaşarlar. Planktonun geniş bir yelpazeye sahip olduğunu bu şekilde anlıyoruz.

Bu yaratıklar bazen bildiğimiz hayvanlara, bazen korkunç şeylere benziyor. Bilim insanları şu an repertuvarlarında 250.000 türü tanımladılar ve bir milyon civarında tür olduğunu düşünüyorlar. Bu türlerin bazılarında nöronlar ve bazılarında kalbi olanlar var.

Mesela görmüşsünüzdür; mikroskobik üreme dönemlerinde suyun rengini bile değiştirecek kadar çoğalabilirler bu sayede onlar da gözle görülebilir hale gelebilirler!

deniz parlıyor

Yalnız onların sergilediği bu üreme başarısını maalesef bizler küresel ısınma ile baltalamaktayız. Çünkü küresel ısınma ile denizlerdeki pH seviyesinin düşmesiyle, plankton bu geniş yaşam alanlarını kaybetmektedirler.

Dünya’mızın %71’ini örten okyanus ve denizlerle olan ilişkisi, balık ve balinalardan başlayarak zaman içerisinde giderek artmıştır. Bunun sonucunda İhtiyoloji, Bentholoji, Fizyoloji, Akuakültür, Deniz Ekolojisi, Mikrobiyoloji, Biyokimya ve Planktonoloji,  gibi denizle uğraşan çeşitli bilim dalları doğmuştur.

Planktonoloji Nedir?

Planktonoloji, başta plankton türlerinin saptanması olmak üzere bu organizmaların beslenme, üreme, gelişme ve fizyolojileri, popülasyonlarının bölgesel dağılımları, dinamiği, geçici değişimleri, birbirleriyle ve ortamla ilişkileri, besin zincirindeki yeri ve enerji transferindeki rolü, fizikokimyasal değişikliklere uyumları, küme oluşturmaları, planktonik formların kimyasal içerikleri, pollusyona ve pollutantlara karşı tepkilerini açıklamaya çalışır.

Bundan yaklaşık olarak 300 milyon yıl önce, yaşayan versiyonları petrolün oluşumundaki en büyük rolü oynamışlardır!

Dikkat edersek petrolün çıktığı yerler eskiden deniz ve suların olduğu yerler, orada ölen plankton artıkları fosilleşerek petrolün oluşmasını sağlamıştır. Öyle ki bu canlılar olmasaydı bugün Ortadoğu’da bu kadar kan dökülmeyecekti belki de…

Christian Sardet açıklıyor: “Her iki nefes alışımızda ona teşekkür etmeliyiz. Çünkü soluduğumuz oksijenin yarısı planktondan diğer yarısı da bitki ve ormanlardan geliyor.”