Yapay zeka ve animasyonlar her zaman merak ettiğimiz ve sevdiğimiz alanlar olmuştur. Hele animasyonlarda işlenen bilimkurgu robotları, yapay zekalar, uzayın derinlikleri en etkileyicilerdi…
Fiziksel gücümüzün yetmediği fiziksel yapıları inşa etmek için iş makinelerini yarattık. Zekamızın yetmediği mantıksal yapıları inşa etmek için de yapay zekayı yaratıyoruz.
Zihnimizi sınırlarına kadar zorlayabildiğimiz kitaplar, animasyonlar ve filmlere konu olmuş eskinin bilim kurgusu şimdinin ise bilimi haline dönüşmüş; yapay zeka işlenen bazı animasyonlar şöyle:
Jetgiller (The Jetsons)
meet george jetson.
his boy elroy.
daughter judy.
jane his wife.
aah ah bu melodiyi duyunca bir heyecan kaplardı etrafı, günümüzün anlamıydı jetgiller. Hayal kurmamızın engellenmediği yegane zamandı o 45 dakika. O yüzden bu kadar tutuldu bu çizgi film. Yaratıcıydı, hayalperestti, sınırsızdı, uzaydaydı…
He bir de çikolata niyetine somun ve dişli yiyen biraz sakar, bir miktar utangaç ve canımız ciğerimiz bir robot ablamız vardı. Çok üzülünce devreleri kafasından fırlıyordu, kırmızı ampul gözlerini yerim senin Rosie…
Richie Rich
Zengin, şımarık, paranın her kapıyı açacağını bize ispatlamak için çabalayan ama çocuk aklımızla özendiğimiz, köpeğinin adı dolar hatta tüyleri dolar işaretine boyanmıştı. Çimenlar dolar kesilirdi! Pastalar, fabrikalar, ağaçlar, havuzlar heryer dolardı! O kadar gözümüze dolar sokupta bu doların düşmesini bekleyemeyiz değil mi?
Richie’yi hiç sevmememe rağmen her rastladığımda “bakalım bu salak bu bölümde napcak?” diye oturup “yuh”,”çüş” diyerek izlediğim çizgi film.
İtliği, puştluğu, hergeleliği öğreten, her zaman başını belaya sokan; fakat İngilizlerin saat 5 çayını kendine görev edinmiş sayko uşağı tarafından kurtarılırdı. Helikopterle filan çay servisine gelirdi!
2000’in üzerinde macerası ile en çok basılmış çizgi romanlar arasında olma ünvanı var bu arada! Birde robot bir hizmetçisi vardı. Aşık olunca gözleri kalp kalp olan, çok güçlü, hamarat, duygusal, bu veletin her başı derde girdiğinde yardıma koşan İrona…
Transformers
Otomobile-uçağa dönüşebilen, genelde 5-6 metre boyunda büyük robotların, Dünya ve uzayın derinliklerindeki güç mücadelesini anlatır…
Türkiye’de star 1 tarafından uzun sure 1. ve 2. sezonu gösterilmiştir 90’ların başında. Optimus prime, Megatron ve Starscream gibi orjinal karakterlere sahipti.
Metal tabanlı ve şekil değiştirebilme yetenekleri çok üstün bir halkın yaşadığı Cybertron gezegeni, aynı yapıya sahip dev bir gezegen büyüklüğünde Unicron’un saldırısı altındadır. Cybertron’un sonu gelince, yaşamak için dünyayı seçen robotlar sonra kendi aralarında savaşa tutuşurlar.
Acımasız Decepticon ve Dünya halklarıyla dost Autobot’lar birbirlerini yiyip dururlar… Tabi bizde ”otobotlar dönüşün” diye emir veren Optimus prime hastası olurduk.. Bizleri koruyan yüce otobot…
Ghost İn The Shell
Makinedeki Hayalet!
Mamoru Oshii tarafından 1995’de yaratılan animasyon kanımca bir başyapıttır. Matrix’in ondan esinlendiği gerçeği göz ardı edilemez. Gerçekten çok benzerlik mevcut. Ghost in The Shell ilk olarak Masamune Shirow tarafından çizildi.
Bizi 2029 yılına götürüyor. Günlük yaşam, artık sınırsız elektronik bir ağ ve birçok şey de birbirine bağlı. Sayborglar, robotlar, insanlar ve yapay zekaya sahip bütün programlar tek bir ağın parçası halinde. İnsanları diğer sanal yaşam formlarından ayıran temel bir özellik vardır, hayaletler
Animasyon ve bilim kurgu diyorsanız, Matrix filmlerini sevdiyseniz, sizi buraya alalım! Ghost in The Shell evreni, sınırsız bir hayal gücüdür…
Demir Dev (The İron Giant)
Süper Sevimli İron Giant’ın hüzünlü ama çok sevimli macerası! Küçük yaşlarda izlenilince, ”hıh işte çizgi film” dedirtip duygusallık emaresi okutmayan ama yaş ilerledikçe; bakıncada duygusal krizlere sokan, yer yer ağlatan 99 yapımı çok da iyi bir animasyon filmi!
Bir robotla bir çocuğun dostluk hikayesi gibi. Çocuk ona kendi Dünyasını öğretirken kullandığı bir cümle var ki ilginç: “Öldürmek güzel değil, ölmek güzel”.
Wall-e
Pixar’ın yaptığı en güzel filmlerden biri, hatta direk en güzeli olabilir. Wall-e kadar şirin ve insandan daha büyük bir kalbi olan bir robot daha önce görülmemişti. Hani ”dünyada kalan son insan” tarzı filmler vardır. Dünya bomboş, terkedilmiş, hiç canlı yok falan. İşte öyle terkedilmiş bir dünya. Wall-e de, insanların çöplüğe çevirip kaçtığı bu dünyayı temizlemekle görevli bir robot.
Artık zamanla mı, yoksa öyle mi programlanmış, bilemeyeceğim, wall-e insani özelliklere yakın bir hissiyat kazanmış. Öyle ki, kendisi gibi bir robot olan, ama birkaç model daha gelişmişi, Eve’e abayı yakar. Onun da görevi, dünyada yaşam belirtisi var mı? Onu araştırmak!
Dünyanın en dayanıklı yaratıklarından biri olarak bilinen, hamamböceğinin kıyamet sonrası ortamında bu robotçuğa arkadaş olarak düşünülmesi de güzel bir ayrıntıydı gerçektende.
Gelecek Jenerasyon
Maya ile değil, açık kaynak kodlu “blender” ile yapılmış olması beni etkilemiş 2018 yapımı animasyon filmi…
Yapay zeka robotlarına deli gibi hasta olan toplumun, işlendiği. Steve Jobs gibi pazarlama teknikleri için devasa showlar organize edilen bir animasyon. 7723 gibi çok duygulu, insanlardan daha altın kalbe sahip bir robotun şımarık mı şımarık, ukala, ufaklık Mai ile olan dostluğu işlenmiş.
6 Süper Kahraman
Yumuk yumuk, tombik, bir o kadar sevimli, garibim Baymax: 87. Oscar ödül töreninde en iyi animasyon oscarını kazandı.
Tombiş Baymax’ın dar bir yerden geçebilmek için kendini hafif söndürdüğü ve şarjının bitmesine yakın sarhoş gibi dolanması kahkahalara yol açabilir. Baymax’ın hatrına bir kaç kere bile izlenilebilir bir animasyon!
Bonus! Chappie
Temel olarak “öteki” olmak …
İnsanlar içinde, insan olmayan ancak insan olduğunu sanan bir yapay zekanın, insan yalanları ile bir oraya bir buraya savrulmasını anlatır… Yer yer ağlatır bile aslında! Özellikle “dışarda ilk gün” bölümü insanın yüreğini cız ettirir.
Tam bir animasyon filmi olmasa da biz sevdik…
Yapay Zeka Konulu Animasyonlar videomuzu izlemek isterseniz aşağıya bekleriz…
Ayrıca buradaki bağlantıya tıklayarak sizin için seçtiğimiz kısa animasyon filmini de izleyebilirsiniz… Hoşçakalın! 🙂
