Daha önce hiç yaşanmamış bir olayı, hadiseyi durumu yaşamış gibi hissettiniz mi? Ya da daha önce gitmediğiniz halde bir kumsalı, sokağı ya da bir kafeyi, daha önce görmüş hissine kapıldınız mı? İşte bunlar hep Dejavu !
Hayatımızın en az bir kesittinde bu hisse kapılırız değil mi? Hepimizin ilk izlediğimizde, şaşırdığımız; görsel efekt, kurgu, senaryo ve teknikleriyle ve alt metinde ki felsefesiyle Matrix filminde ilginç bir sahne vardı, hatırlayalım.
Trinity ve Neo kaçıyorlardı. Merdivenlerden çıkarken Neo bir kedinin geçişini gördü. Neo, bu kedinin geçişini ikinciye gördüğünün farkına varıp, Trinity’e Deja Vu olduğunu söyledi ve Trinitiy’de “Bir şeyleri değiştirdiler acele edelim” diye karşılık verir. İşte o değişim dediği şey bir geçiştir…
Daha önce hiç girmediğiniz bir çıkmaz sokağa girdiniz ve bir anda orada daha önce olduğunuzu anımsadınız ama bu mümkün olamaz! Bırakın o sokağı, daha önce o semte belki de o şehre bile gelmemiştiniz!
İlk defa 1876 yılında, Fransız Fizikçi Emile Boiraç tarafından kullanılan ‘deja vu’ kavramı; bilim literatüründe ise 1928 yılında, Edward Titchener‘in ‘Bir Psikoloji Kitabı‘ adlı eserinde tanımlanmıştır.
Deja vu Fransızca’da ”daha önce görülmüş” anlamı taşımaktadır.
Nedenleri hala tam olarak bilinmese de, neden olabileceği konusunda 50’ye yakın fikir bulunmaktadır. Beynimizde oluşan bazı anlık yavaşlamalar sayesinde çok nadirde olsa dejavu hissine kapılabiliriz.
Diyelim çıkmaz sokağa girdik, sokak kedileri çöp kutusunun etrafında dönerlerken; pencerenin birinden nefis yemek kokuları geliyor ve yukarıdan bir saksı düştü. İşte saksı düşerken, saksıdan korunmak için hamle yapan reflekslerimiz yemek kokularını, kedileri ve sokağı aynı zaman diliminde beynimize yansır ama arada çok nadiren de olsa yaşanan, diyelim kokunun saniyenin binde biri kadar geç kalması beynin bu andan bağımsız bir konuymuş gibi algılamasına yol açabilir ve daha önce yaşanmışlık hissi gibi anlaşılmasına yol açar.
Ya da sokağa girdiğimizde, beynimiz bütün sokağın fotoğrafını çeker. Kediler, saksı, pencereden gelen yemek kokuları! Ama beynimiz biz farkında olmadan detaylarıda inceler. Diyelim yemek kokusunun geldiği pencere daha önce karşılaştığınız ya da diyelim karşı komşunuzun penceresiyle karşılaştırır ve pencereler gerçekten birebir örtüşüyorsa, o an hatıralardan bütün kendi sokağınız yerine sadece o pencerelerin durumu seçer.
Yani ufacık bir obje, bir koku belki bir ses daha önce yaşadığınız bir anıyla birleştirebilir ve dejavu yaşamınıza neden olabilir.
Yine diyelim sokağa girdiniz. Saksı düşmek üzere, pencereden harika yemek kokuları geliyor, çöpün etrafında kediler dolaşıyor. Siz kedilere odaklandınız ve bütün dikkatinizle bakıyorsunuz. O sırada siz fark etmeden saksı düştü ve bütün dikkatiniz kedideyken, birden irkilip saksıya baktınız. Bu hızlı ceyran eden durum da, sizin dejavu görmenize yol açabilir. Daha önce ben bu saksının düştüğünü görmüştüm diyebilirsiniz. Çünkü siz kediye odaklanmış bile olsanız, saksının düşme yolunu tahminleyebiliyorsunuz.
Ya da daha ileri taşıyacak olursak eşizlerimizin bulunduğu paralel evrenlerde, daha önceden yapmamış olduğumuz bütün kararlarda ya da sağa ya da sola gitmekte; sağı tercih etmiş durumlarda, sola giden eşizlerimizin yanılsamalarıyla karşı karşıyayız.
Sicim teorisinde bulunan 11 boyutun, bizim 3 boyutlu dünyamızda zamanla birlikte 4 boyutlu Dünyamız’da yansımaları ve belkide boyutların arası geçişlerde diye bilir miyiz?
Reenkarnasyon, müneccimlik, geleceği görme, falcılık, büyücülük gibi sahte ne kadar saçmalık varsa dejavuyla hiç alakası yoktur. Şunu iyi bilelim ki 3 insandan 2’si hayatında en az 1 kere dejavu yaşamakta. Dejavu yaşayan insanların sıklığı toplumda yüzde 30 ila 100 arasında değişmektedir.
Tony Scott’ın yönetmenliğini yaptığı Denzel Washington’ın başrolde olduğu Dejavu filmini’de izlemelisiniz.
Chuck Palahniuk’in “tıkanma” kitabından bir örnek verelim “deja vu’nun bir de tersi vardır. buna jamais vu denir. sürekli aynı insanlarla karşılaşıp aynı yerlere gidersiniz, ama her seferinde ilk kez olmuş gibi hissedersiniz. Herkes her zaman yabancıdır. Hiçbir şey tanıdık gelmez.” bazen insan bunu yaşamakta istemiyor değil hani ”herkese yabancı herkese uzak”!