Astronomi Biyoloji Hypatia Arşivi Kimya

Astronotların Anlatamadığı Deneyim: Uzay Nasıl Kokuyor?

Kendimizi uzayın derin boşluğuna salıp -tabii ki olmaz ama- şöyle derin bir nefes alabilsek burnumuza ne kokusu gelirdi sizce? Kulağa garip gelebilir ama çiçeklerle bezeli kırların, yeni pişmiş ekmeğin ya da eski bir kitabın kokusunu ciğerlerimize çekemediğimiz bu sonsuz boşluğun kendine özgü bir kokusu var.

Tam bir vakumdan oluşan uzayı ölmeden koklamamız ne yazık ki mümkün değil. Ama uzayda görev yapmış pek çok astronot uzayın koktuğunu, hem de baya baya kötü koktuğunu söylüyor? Peki bir vakumu nasıl koklarız?

Uzayın nasıl koktuğuna geçmeden önce, koku duyumuzun nasıl çalıştığına ve kokunun uzayda nasıl hareket ettiğine değinmekte fayda var.

Kokular bir maddenin havaya moleküllerini salması sonucu oluşuyor. Bir maddenin kimyasal volatilitesi yani uçuculuğu ne kadar fazlaysa, dışarı saldığı molekül miktarı ve dolayısıyla kokusu da o kadar fazla oluyor. Uçuculuk, maddenin moleküler kütlesi arttıkça azalıyor. Bu nedenle altın ya da çelik gibi ağır moleküller daha az koku yayıyor.

Kokuyu oluşturan partiküller atmosferde diffüzyon adı verilen bir süreç sayesinde yayılıyor. Bu partiküller atmosferimizde hava partikülleriyle birlikte her yöne özgürce hareket edebiliyor. Bu partiküller burnumuzun arka tarafında yer alan koku dedektörlerine, yani olfaktör reseptörlere çarptığında beynimizin “koku soğancığı” adı verilen bir bölümüne sinyal gidiyor. Burada beynimiz aldığı sinyalin kimyasal içeriğini algılıyor ve biz de bunu koku olarak algılıyoruz.

Bu moleküller uzay gibi vakumlarda ve yerçekimsiz ortamlarda hareket edebilseler bile, bunları koklayabilecek bir burun, algılayabilecek olfaktör reseptörler ve işleyecek bir koku soğancığı olmadıktan sonra bir “kokudan” bahsetmemiz zor. E vakumda nefes almamız da mümkün olmadığına göre, uzayı nasıl koklayacağız?

Bugüne kadar yapılan pek çok araştırma, uzayda dünyada da bulunan pek çok maddenin bulunduğunu tespit etti. Dolayısıyla uzay boşluğunda var olan pek çok maddenin nasıl kokuyor olabileceğini aslında biliyoruz. Uzayın nasıl koktuğunu ise uzay yürüyüşü yapan astronotların kıyafetlerine sinen kokudan öğreniyoruz. Yani bir bakıma nefes alamayacağımız bir ortamdaki molekülleri toplayıp, nefes alabileceğimiz bir ortama taşıyoruz.

Geldik yazının başından beri cevabını aradığımız o soruya: Uzay nasıl kokuyor?

Uzay yürüyüşü yapmış pek çok astronota göre uzayın “kekremsi” bir kokusu var. Uzayda 53 gün 48 dakika geçiren ve bu sürede bir sürü uzay yürüyüşü yapan astronot Thomas David Jones bu kokunun ozon, elektrik yalıtım maddesi ve barutun bir karışımına benzediğini söylüyor.

Uzay yürüyüşü yapma şansı yakalayan diğer astronotlar arasında bu kokuyu yanmış bifteğe, kaynak dumanına, yanmış metale, cevize, yanmış fren balatasına ve yanmış acıbadem kurabiyesine benzetenler var.

Peki neredeyse sonsuz bir boşluktan oluşan uzayın böyle kokmasına neden olan şey ne?

Bu konuda farklı tezler mevcut. Bunlardan ilki, bu kokunun uzaya değil yeniden basınçlandırma esnasında oluşan bir kimyasal reaksiyona ait olabileceği yönünde. Oksidasyon adı verilen bu reaksiyon esnasında uzayda tek başına bulunabilen tek oksijen atomları astronotların uzay giysilerine tutunıyor. Bu atomlar, mekiğin içindeki çift oksijen atomuyla tepkimeye girerek 3 oksijen atomondan oluşan ozona dönüşüyor.

Bizim daha çok hoşumuza giden diğer açıklamaysa bu kokunun ölen yıldızlara ait olabileceğini söylüyor. Ölen yıldızlar korkunç miktarda enerji açığa çıkmasına neden oluyor. Bu da sonsuza kadar uzay boşluğunda hareket eden polisiklik aromatik hidrokarbon adı verilen kötü kokulu maddelerin oluşmasına neden oluyor. Dolayısıyla uzay, ölmüş yıldız gibi kokuyor diyebiliriz.

Uzaydaki pek çok madde dünyamızda da bulunuyor demiştik. Bu sayede uzayın kokusunun yanı sıra, gezegenlerin ve diğer gök cisimlerinin kokularını da tahmin edebiliyoruz.

Örneğin uydumuz Ay, yanmış baruta benzeyen bir kokuya sahip. Bu kokunun sebebi ayın yüzeyini kaplayan ve “ay tozu” adı verilen pudra benzeri tozun oksidasyona uğraması, yani alevsiz olarak yanması.

Çok yoğun hidrojen sülfit barındıran Mars’ın kokusu ise çürük yumurtaya benziyor. Bu kokunun sebebiyse Mars toprağında ve atmosferinde bulunan sülfürün yanı sıra, Mars’ta oluşan volkanik aktivite.

Satürn’ün nitrojen yönünden oldukça zengin bir atmosfere sahip olan uydusu Titan acıbadem, benzin ve çürük balık gibi kokuyor. Güneş sistemimizin en büyük gezegeni Jüpiter ise amonyak ve çürük yumurta birleşimi bir kokuya sahip.

Neyse ki uzaydaki her şey kötü kokmuyor. Araştırmacılara göre Samanyolu’nun merkezinde yer alan ve 390 ışık yılı genişliğinde bir gaz ve toz bulutu olan Sagittarius B2, büyük ölçüde etil format adı verilen maddeden oluşuyor. Etil format ise ahududuya o kendine has, iç gıdıklayıcı kokusunu veren madde. Dolayısıyla evrenimizde doyasıya içimize çekmek isteyebileceğimiz kokular da var.

Umarım uzayın nasıl koktuğu konusundaki merakınızı biraz olsun giderebilmiş ve kendinizi roketle uzaya fırlatıp astronot kaskınızı açarak derin bir nefes almaya çalışmanızı engelleyebilmişizdir.

Son olarak size kendinizi uzaya fırlatmadan uzay ve bilim hakkında bir sürü şey öğrenmenin bir başka yolundan bahsetmek istiyorum: Olympos Gökyüzü ve Bilim Festivali. 11-12-13 Ağustos tarihlerinde Olympos’ta düzenlenecek olan festivale katılarak pek çok önemli bilim insanıyla tanışabilir, uzay gözlemi yapabilir, bir sürü farklı alanda düzenlenecek atölyeye katılabilir ve bilimle iç içe harika bir tatil geçirebilirsiniz. Burayı ziyaret ederek Olympos Gökyüzü ve Bilim Festivali’yle ilgili daha fazla bilgi almanız ve burayı tıklayarak kayıt yaptırmanız mümkün. Biz de Hypatia Bilim ekibi olarak orada olacağız.

Bir sonraki bölümde ve Olmpos’ta görüşmek üzere!

Yazar: Mehmet Çağrı Akyurt

Kaynaklar:

https://www.popsci.com/science/article/2013-07/what-does-space-smell/

https://www.science.org.au/curious/space-time/smells-space

https://science.howstuffworks.com/space-smell.htm#:~:text=Other%20astronauts%20have%20described%20it,reports%20differ%20slightly%20in%20their%20″

 

Videomuzun tamamını izlemek için linke tıklayabilirsiniz.