Coğrafya Hypatia Arşivi

Yellowstone ve Farklı Yanardağ Türleri

Yakın zamanda yapılan bir araştırma dinazorları ortadan kaldıranın yalnızca Çiksulub’a düşen bir asteroid değil, ona eşlik eden yoğun düzeyde volkanik aktivite olabileceğini gösterdi. Bir süredir sıkça karşımıza çıkan volkanik patlama haberlerini de düşünürsek, acaba insanlığın sonu da dinazorlarınki gibi olabilir mi? Haydi gelin bakalım neymiş bu volkan denen şeyler.

Gezegenimizin haşmetli ve bir o kadar da korkunç bir parçası olan volkanlar ya da diğer adıyla yanardağlar, dünyanın iç tabakalarında bulunan ve magma adı verilen erimiş kayaların yeryüzünden dışarı püskürdüğü yer şekilleri. Zaten bu kısmını hepimiz biliyoruz.

Dünya üzerinde pek çok şekil ve boyutta volkan mevcut. Bu volkanların hepsinin kendine has karakteristik özellikleri var. Pek çok farklı volkan türü olmakla birlikte bunların en bilinenleri kalkan volkanlar, stratovolkanlar ve kalderalar.

Kalkan volkanlar, isminden de anlaşılacağı gibi düşük eğimli, kalkana benzeyen bir şekle sahip. Bu tür volkanlar genelde viskozitesi düşük, hızlıca yayılarak ince tabakalar oluşturan lavlar püskürtüyorlar. Hawaii’deki Mauna Loa volkanı ve Mars’taki Olympus Mons, kalkan volkanlarının güzel örnekleri.

Bir diğer volan tipi olan stratovolkanlar, sertleşmiş lavın üst üste binmesiyle oluşmuş konik şekilli volkanlar. Volkan dendiğinde aklımıza ilk gelen görüntüyü işte bu volkan tipi oluşturuyor. İtalya’daki Vezüv Yanardağı ve Washington’daki Sen Helens Dağı bu yanardağ tipinin en bilinen örneklerinden. Stratovolkanların güneş sistemindeki diğer gök cisimlerinde bulunup bulunmadığı konusunda ortak bir kanı yok ama Mars’taki Zefirya Tolus gibi bazı izole masiflerin stratovolkan olabileceği düşünülüyor.

Bir diğer volkan türü olan kalderalar ise toprağın bir volkanik patlamanın ardından çökmesi sonucu oluşuyor. Bu oluşumlara İspanyolcada “pişmiş çömlek” anlamına gelen kaldera isminin verilmesinin nedeni, gerçekten de bir çömleği andırmaları. Dünyamızda her an bir sürü volkanik aktivite yaşanmasına rağmen bunların çok azı kaldera oluşturuyor. İzlanda’da bu konuyla ilgili yapılan bir çalışma 1911 – 2018 yılları arasında yalnızca 7 kaldera oluştuğunu göstermiş. Bilinen son kaldera oluşumu ise 2018 yılında Hawaii’de tespit edilmiş.

Volkanların türleri gibi, patlama şekilleri de birbirinden ayrılıyor. Patlama şekillerini 3 farklı kategoride incelemek mümkün: magmatik patlamalar, freatik patlamalar, yani yer altı suyu patlamaları ve magmayla suyun teması sonucu oluşan freatomagmatik patlamalar.

Canlılar için en tehlikeli olan volkanik püskürme tipine, plinyen tipi püskürme adı veriliyor. Plinyen patlamalarda volkanik püskürme öylesine şiddetli ki, açığa çıkan kül bulutları bazen 40 kilometreyi aşan yüksekliklere çıkabiliyor. Asidik magmaların oluşturduğu volkanlarda görülen bu püskürme tipi, dünyayı değiştirecek ve tüm canlıların yaşamını etkileyebilecek büyüklükte sonuçlar doğurabiliyor. Örneğin 75.000 yıl önce Endonezya’nın Sumatra Adası’nda patlayan Toba Yanardağı’nın tüm dünyayı 6 ila 10 yıl arası süren bir volkanik kışa sürüklediğini ve tüm insanlığı yok olmanın eşiğine getirdiğini biliyoruz.

MS 79 yılında patlayarak bugün hala ilgi odağı olan Pompei kasabasını yerle bir eden Vezüv Yanardağı patlaması da yine plinyen tipi bir patlama. Plinyen tipi püskürmelere benzer bir diğer patlamaysa volkanyen tipi püskürmeler. Adını İtalya’daki Vulkano Yanardağı’ndan alan bu püskürme tipinde açığa çıkan küller daha büyük olduğundan, küller gökyüzünde daha az yükseliyor.

Adını Martinik Adası’nda bulunan Pele Yanardağı’ndan alan Pele Tipi püskürmelerde ise magma oldukça yoğun olduğundan, açığa çıkan kül, gaz ve lav gökyüzüne yükselmek yerine volkanın yamacı boyunca aşağı akıyor. Akan bu lav ve kül bulutunun hızı saatte 600 kilometreye kadar ulaşabiliyor.

Neyse ki tüm volkanik püskürmeler bu kadar şiddetli değil. En sık orada görüldüğü için Hawaii tipi püskürme olarak adlandırılan püskürme tipinde akıcılığı yüksek, bazik magma sakince akarak devasa lav nehirleri oluşturuyor.

Volkanların ne kadar yıkıcı olabileceğini gördük. Peki insanlığı Toba Yanardağı patlamasında olduğu gibi yok oluşla karşı karşıya kalacağı bir felaket bekliyor olabilir mi? Dünyanın sonunu getirecek büyüklükte bir volkanik patlama mümkün mü?

Yakın zamanda yapılan bir araştırma, dinozorları ortadan kaldıranın yalnızca bir göktaşı çarpması değil, aynı zamanda çarpmaya etki eden volkanik aktivite olabileceğini gösterdi. Üstelik bu, dünyanın yaşadığı ilk volkanik felaket de değil. Daha önce de bahsettiğimiz gibi bundan 75 bin yıl önce patlayan Toba Yanardağı bir volkanik kışa neden olarak tüm dünyayı yok oluşun eşiğine getirmişti.

İçinde bulunduğumuz duruma geçmeden önce volkanik kıştan da bahsetmekte yarar var. Volkanik kış, volkanik aktivite sonucu ortaya çıkan küllerin, kükürtlü gazlardan oluşan aerosolların ve sülfürik asit gibi insan sağlığı açısından pek yararlı sayılamayacak maddelerin atmosferin alt tabakasını kaplaması ve güneş ışınlarını bloke etmesi sonucu oluşan bir doğa felaketi. Felaket derken abarttığımı düşünmeyin. Toba Yanardağı patlamasının neden olduğu volkanik kışın, bir buzul çağı başlatarak dünyadaki homo sapiens sayısını 3000’e kadar düşürdüğüne inanılıyor.

İyi haber, 75 bin yıldır böylesine büyük bir volkanik felaket yaşamamış olmamız. Kötü haberse, Amerika’daki Yellowstone Milli Parkı’nın altında bulunan Yellowstone Süper Yanar Dağı’nın patlaması halinde benzeri bir felakete yol açabileceğinin beklenmesi.

Süper yanardağlar, bulundukları bölgelerde akıl almaz büyüklükte magma haznelerine sahipler. Örneğin Yellowstone süper yanardağı 60 kilometre uzunlukta, 45 kilometre genişlikte ve 10 kilometre derinlikteki magma haznesinde tahminen 24.000 kilometre küp magma içeriyor. Yellowstone, büyük volkanik patlamalar konusunda kötü şöhrete sahip bir alan. Burada sırasıyla 2.1 milyon, 1.3 milyon ve 640.000 yıl önce gerçekleşen büyük patlamalar, volkan tiplerinden söz ederken adını andığımız büyük kalderaların oluşmasına neden olmuş. Burası günümüzde hala volkanik aktivitenin oldukça yoğun olduğu bir bölge. Yellowstone Ulusal Parkı’nda her yıl volkanik aktivite sebepli 2000’e yakın deprem meydana geliyor. Bu sayı bazı daha aktif dönemlerde 3000’e kadar çıkabiliyor. Bu depremler genelde 3 şiddetinden küçük olsa da, ara sıra daha büyük depremlere denk gelmek mümkün.

Altındaki magmanın gazlar tarafından zenginleştirilmesi sonucu Yellowstone Platosu her yıl ortalama 15 cm kadar yükseliyor. Bu, bölgenin altında bulunan magma haznesinin basıncının arttığının da önemli bir işareti. Bu yükselmenin 2008 yılından beri artarak yılda neredeyse 20 santime kadar çıktığı gözlemlenmiş. Bununla birlikte bilim insanları Yellowstone Süper Yanardağı’nın yakın zamanda patlayacağını düşünmüyor.

Üstelik olası bir patlama karşısında da önlemimiz şimdiden hazır. 2017 yılında NASA tarafından yapılan bir araştırma, magma haznesini %35 oranında soğutmanın olası bir süper patlamanın önüne geçebileceğini göstermiş.

NASA bilim insanları bunu yapabilmek için 10 km derinliğe tazyikli su sıkmanın yeterli olacağını ve bu uygulamanın 3.46 milyar dolara hayata geçirilebileceğini önermiş. Üstelik bu uygulamada ortaya çıkan buhar da bir jeotermal reaktörle elektrik üretmek için kullanılabilecek. Bazı bilim insanları NASA’nın tam aksine, bunun bir patlamayı tetikleyebileceğini düşünse de, bir kaçış planımız olduğunu bilmek içimizi biraz olsun rahatlatıyor.

Bu bölümü kapatmadan önce son günlerde karşımıza sıkça çıkmaya başlayan volkanik aktivite haberlerinden de söz etmekte fayda var. Geçtiğimiz birkaç ay içinde İzlanda’dan Japonya’ya, Meksika’dan Filipinler’e kadar pek çok ülkeden volkanik patlama haberleri görüp durduk medyada. 2023 yılı boyunca 70’in üzerinde volkanın çok yakın zamanlarda patladığı bilgisiyle karşı karşıyayız. Peki bu haberler bize ne anlatıyor? Dünya için için kaynadığı yeni bir döneme mi girdi?

Cevap, neyse ki hayır. Aslında her zamankinden daha fazla volkanik aktiviteyle karşı karşıya değiliz. Dünyada aynı anda 80 volkanın aktif hale geldiği zamanlar bile sıkça karşılaşılan bir durum aslında. Tüm bu kargaşanın ve korku tellallığının nedeni, pek çok medya organının “dünyanın sonu geliyor” temalı bu tarz haberler vererek ilgi çekmekten hoşlanması. Kısacası Yellowstone Süperyanardağı yaramazlık yapmaya başlayana kadar, korkulacak bir durum yok.