Biyografi Hypatia Arşivi

İlk Üniversite ve Üniversite Tarihi

İlk Üniversite ve Üniversite Tarihi

İlk Üniversite ve Üniversite Tarihi 

 Üniversite sözcüğü;  Latince: Universium – Evren bütün! Universal – genel! Universas – topluca kelimelerinin türevi olan universitas‘tan türemiştir.

Toplumun bütününe açık, bütün bilgilerin öğretildiği kurum anlamında kullanılır. Burada “Universitas Litararum” kavramı önemlidir. Bilimlerin birliği anlamı taşır.

Aslında en basit tanımlamayla, bağımsız- tüzel kişiliğe sahip ve ortak çıkarları olan kişiler topluluğu, lonca anlamına gelmektedir.

Yani üniversiteler; gerçekleri arayan, bilim üreten, bilim yayan, en üst düzeyde araştırma ve eğitimin yapıldığı, içerisinde Fakülte – Yüksekokul – Enstitüleri ve Araştırma merkezlerini barındıran ödüllendirme – derecelendirme ve diploma verme yetkisine sahip olan kurumlardır.

universitas magistrorum et scholarium

“Öğretmenler ve öğrencilerin birliği” anlamına gelen “universitas magistrorum et scholarium”

Burası başlangıçta “Öğretmenler ve öğrencilerin birliği” anlamına gelen “universitas magistrorum et scholarium” olarak adlandırılan ve uğraşıları bilim alanlarını kapsayan grubun yaşadığı bir yerdi.

Ülkemizde 131 Devlet Üniversitesi, 78 Vakıf Üniversitesi bulunmaktadır.

Üniversiteler ne işlevsel olarak ve fiziksel olarak çağın gerisinde kalamazlar. Üniversiteler; günümüzün en önemli kurumlarından dır. Çünkü topluma yön verirler ve toplumda itici güç rolünü üstlenirler. Bilim dalının öğretilmesi – tartışılması – araştırılması ve elde edilen bulguların yayınlanması gibi 4 temel madde bir üniversite için omazsa olmazlar arasındadır.

Akademik birimler ve yönetim birimleri olmak üzere 2 bölümden oluşur.

Üniversite 2 Bölümden Oluşur!
İlk Üniversite ve Üniversite Tarihi 

Üniversite 2 Bölümden Oluşur!

-Akademik birimler

Enstitüler
Fakülteler
Meslek yüksekokulları
Araştırma ve uygulama birimleri

-Yönetim birimleri

Rektör
Rektör yardımcıları
Rektör danışmanları
Senato
Yönetim kurulu
İdari birimlerden oluşur

Üniversitenin Kökenleri.

Üniversitelerin kökenleri eskiye dayanır!

İlk Üniversite ve Üniversite Tarihi 

Eflatun’un Academia’sı, Aristo’nun Lyceum’u, İskenderiye Kütüphanesi.

Eflatun’un Academia’sı, Aristo’nun Lyceum’u, İskenderiye Kütüphanesi.

Günümüz üniversiteleri ile örtüşen ilk yapılara Yunanistan’da rastlanır. Gymnasion adı verilen kurumlar, avlular etrafında dersliklerin ve ortada spor alanlarının bulunduğu halka açık merkezlerdir.

Ama gerçek manada ilk kurulan üniversiteler.

Bologna, Salerno, Padua, Paris, Cambridge, Oxford, Prag, Viyana, Heidelberg, Köln, Leipzig, Rostock, Basel ve Tübingen’dir.

Bu döneme ait iki tip üniversite metodu temel kabul edilmiştir.

Bologna Üniversitesi: laik, piyasa şartlarını duyarlı ve öğrencilerin kontrol ve denetim altında bulundurduğu bir modeldir. Bu modelde rektör bir öğrencidir. Esas itibariyle Bologna tipi bir öğrenci loncasıdır.

İlk Üniversite ve Üniversite Tarihi 

Bologna ve Paris Üniversitesi

Paris Üniversitesi: Modeli ise; dini ağırlıklı olup, yönetim bir grup öğretmen elindedir. Kurumsal bir yapıya sahiptir. Öğretmenlerin ve öğrencilerin birçoğu kilise mensubu oldukları için, birtakım imtiyazlara ve krallıkta kendilerine tanınan özel haklara sahiptirler. Ana öğretim konusu teolojidir ve öğretim programlarını “papalık makamı” denetler.

13. yüzyılda yayılmaya başlayan hümanist dünya görüşü, 15 yüzyıla gelindiğinde doruk noktasına ulaşmıştı. Klasik Yunan ve Roma eserlerini keşfi ile başlayan Hümanist hareket, üniversitelerin yapısında önemli değişikliklere neden oldu. Rönesans döneminde dinsel insan yetiştirme fikri yerine, her yönüyle gelişmiş insan yetiştirme fikri önem kazanmıştı. Bu durum bilimlerin gelişmesine, bilim dallarının oluşmasına, uzmanlık alanlarının ayrılmasına neden olmuştur.

Bu dönemde; üniversiteler açısından en önemli icatta, büyük ihtimalle matbaadır. Matbaa ile birlikte artık bilgiye ulaşmak daha kolay hale gelmiştir. Bir yandan Rönesans hareketleri bir yandan da matbaanın icadı, eğitimin Avrupa geneline yayılmasını sağlamış, Hümanist dünya görüşü de İncil öğretisinin önüne geçmiş ve reform hareketlerinin doğmasına sebep olmuştur.

Sanat – bilim, öğretim ve öğrenim özgürlük kazanmıştır!

1600’lü yıllara kadar üniversite içerisindeki araştırma faaliyetleri yetersiz kalmış ve kurumsal bir kimliğe kavuşamamıştır. Bu nedenle bilimle ilgili önemli gelişmeler üniversite dışında özel teşebbüsler ile gerçekleşmiştir.

-Üniversite dışı araştırmacılarının en önemlileri olarak:

 Fibonacci, Kopernik, Kepler, Galileo, Newton

Fibonacci, Kopernik, Kepler, Galileo, Newton – İlk Üniversite ve Üniversite Tarihi 

Fibonacci,
Kopernik,
Kepler,
Galileo
Newton’u gösterebiliriz!

Günümüz bilim akademilerinin kökenlerini oluşturmuşlardır.

Sanayi devriminden sonra bilim ve teknolojideki gelişmeler, üniversite eğitiminde yeni düzenlemelerin yapılmasına neden olmuştur. Fen ve Mühendislik eğitimi ancak bu gelişmelerden sonra üniversite eğitimi programlarındaki yerini almıştır.

Fransa’da 1794 yılında “Ecole Normale Polytechnique”kurulmuştur ve ilk olarak programında fen bilimlerini ağırlık vermiştir. Böylece Fransa 18’inci yüzyılın ortalarına kadar dünyanın bilim merkezi haline gelmiştir.

Üniversitelerde 4 Temel Madde.

Wilhelm von Humboldt, 1809 yılında Berlin Üniversitesi’ni kurarken 4 temel madde üzerinde durmuştur.

Bilim olarak felsefe yoluyla öğretim.
Pratik hayattan uzak kalma.
Araştırma ile öğretimin Birliği.
Devlete ve kiliseye karşı bağımsız olma.

Birinci ve İkinci Dünya savaşları Dönemleri.

1960’lı yıllara gelindiğinde dünya genelinde öğrenci hareketleri yaşanmıştır. Üniversite öğrencileri siyaset ve eğitim konularında, eşit haklara sahip olmak ve üniversite yönetimine katılmak istediler.

Irkçılığa, emperyalizmi, sömürgeciliği, cinsel ayrımcılığa karşı ve bunlara benzer birçok konu hakkında gösteriler düzenlediler. Üniversitelerin toplumsal adalete katkı sağlayan kurumlar olmaları gerektiğini savundular. Bu gelişmelerden sonra üniversiteler ders programlarının liberalleştirdiler. Yönetim ve fakülte kurullarında daha fazla öğrencinin temsil edilmesini sağladılar.

Öğrencilerin deneysel araştırmalar yapmasına olanak sağlandı. Ayrıca üniversiteler toplumsal konularda araştırma çalışmaları yapmaya başladı.

Anadolu’da Üniversiteler.

Anadolu’daysa 1773 yılında açılan Mühendishane-i Berri Hümayun ise birçok araştırmacı tarafından modern anlamdaki ilk Türk üniversitesi olarak kabul edilmektedir. Bu kurum, İstanbul Teknik Üniversitesi‘nin temellerini oluşturmuştur.

1845 yılında Maarif Meclisi kuruldu.

Maarif Meclisi

Maarif Meclisi

Bu meclis eğitim konusunda en yetkili kişilerden oluşuyordu. Bu mecliste bir tasarı hazırlandı. Yani Darül-Funun fen evi dönemi.

1863 yılında fizik, kimya, astronomi, coğrafya ve jeoloji gibi konularda halka açık konferanslar verilmeye başlandı. 1869 yılında maarif meclisinde eğitim verilecek bölümlerin çalışma şekli ortaya konmuş ve 1870 yılında ise bina törenle açılmıştır. 1924 yılında ise tüzel kişilik almıştır. 1933 yılında ise kurum yeniden yapılandırılarak İstanbul Üniversitesi olarak eğitim vermeye başlamıştır.

Osmanlı’da Durum.
Osmanlı Üniversite

Osmanlı Üniversite

Osmanlı’da 1827 yılında Tıbbiye, 1834 yılında da Harbiye kurulmuştur. Fransız ekolü benzeri okullar olarak da 1876 yılında Mekteb-i Mülkiye, 1878’de Hukuk Mektebi, 1882’de Ticaret Mektebi Alisi, 1882’de Mekteb-i Sanay-i Nefes-i Şahane, 1909 yılında da Mühendis Mektebi Alisi kurulmuştur.

Cumhuriyet Dönemi.
cumhuriyet dönemi üniversite -

Cumhuriyet Dönemi Ankara Üniversitesi – İlk Üniversite ve Üniversite Tarihi 

Ankara’da 1925 yılında Hukuk Mektebi, 1926 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü, 1930 yılında da Ziraat Enstitüsü kurulmuştur.

1935 yılında İstanbul’daki Mülkiye Mektebi siyasal bilgiler fakültesi adı altında Ankara’ya taşındı. 1937 yılında ise Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi, 1943’te Fen Fakültesi ve 1945’te Tıp Fakültesi kuruldu.

Bu gelişmelerin ardından 1946’da Türkiye’nin 3. Üniversitesi olarak Ankara Üniversitesi kurulmuş oldu.

Karadeniz Bölgesi Trabzon’da 1955’te Karadeniz Teknik Üniversitesi.

Ege Bölgesi İzmir’de 1955 yılında Ege Üniversitesi.

Doğu Anadolu Bölgesi Erzurum’da 1957’de Atatürk Üniversitesi.

İç Anadolu Bölgesi Ankara’da 1959 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi kurulmuştur.

1971 yılına gelindiğinde İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi kuruldu. 1971’de çıkarılan bir kanun nedeniyle Robert Koleji, eğitim verdiği seviyeyi kolejden liseye çevirmek zorunda kalmıştır. Robert Koleji bu olayın ardından, Bebek’teki kampüsün üzerinde bir üniversitenin kurulması şartıyla devlete bağışlamış, böylece Boğaziçi Üniversitesi’nin temelleri atılmıştır.

1973 yılına gelindiğinde ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi Diyarbakır’da Dicle Üniversitesi.

Akdeniz bölgesi Adana’da Çukurova Üniversitesi.

İç Anadolu Bölgesi Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi kurulmuştur. Cumhuriyetin kuruluşundan geçen ilk 50 yıllık süreçte Türkiye’de toplamda 12 üniversite kurulmuştur ve 1973 yılına gelindiğinde üniversite reformu gerçekleştirilmiştir. Üniversiteler üzerindeki denetim azaltmak istenmiştir. Özgür ve özerk yapılar doğmuştur. ODTÜ bunun en iyi örneklerindendir biridir.

1980 askeri darbesiyle gündeme gelen “yök” 1981’de yeni bir düzenlemeyle üniversite çevrelerinin eleştirilerine rağmen oluşturulmuştur ve yine 1981’de toplam 28 üniversite olmuş ve ayrıca özel üniversite statüsünde bir Vakıf Üniversitesi hizmete sokulmuştur. Bilkent Üniversitesi!

O dönem kurulan üniversiteler:

Marmara Bölgesi İstanbul’da Yıldız Teknik, Marmara ve Mimar Sinan üniversiteleri.

İç Anadolu Bölgesi Ankara’da Gazi Üniversitesi.

Ege Bölgesi İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi.

Akdeniz Bölgesi Antalya’da Akdeniz Üniversitesi.

Marmara Bölgesi Edirne’de Trakya Üniversitesi.

Doğu Anadolu Bölgesi Van’da Yüzüncü Yıl Üniversitesi kurulmuştur.

Ve şu an neredeyse her şehirde bir üniversite binası bulunmaktadır!

Üniversiteler bilginin bir elde toplanmasından çok bilginin dağıtımının, üzerinde tartışılmasının ve üzerine bir şeyler üretmenin yeri olmaya çalışmıştır her zaman ama hiçbir zaman da iktidarlar ve gücü elinde bulunduranlar tarafından da rahat bırakılmamıştır. Üniversite farklı düşüncelerde ki Özgür bireylerin bir arada çağın ilerisine adımlar atabilmesi için özgürce tartışa bileceği – üreteceği alanlardır ve bu böyle kalmalıdır.

Konuyla Alakalı: Hypatia Kimdir?