Hypatia Arşivi Kimya

Dünyayı Değiştiren 17 Molekül

Bu moleküller Dünya için dönüm noktası diyebiliriz… Öyle ufacık moleküller var ki bazıları insanlığın gelişimine büyük katkı sağlarken bazıları ise felaketlere yol açtı. Dünyayı Değiştiren 17 Molekül !
Bakalım bu moleküllerden 17 tanesi neymiş!

 Aspirin – 9 H 8 O 4

Molekül- Felix Hoffman

Dünyada en çok tüketilen ilaç ne diyecek olsak herhalde çoğumuz buna aspirin diyecektir. Evet, her yıl 100 milyarlarca tablet aspirin tüketilir.
M.Ö 5. yüzyıla kadar kullanımı görülmekte olan aspirin aslen söğüt ağacının kabuğundan gelen aktif bileşen salisilik asitten üretilir.
Ama günümüzde modern kullanımı için ilk sentezlemeyi başaran 1897’de Alman kimyager Felix Hoffman olmuştur.
Şu an neredeyse her ağrıda, ateş düşürmede, adet sancılarında en basit çözüm olarak aspirine başvurmaktayız.

PENICILLIN – RC 9 H 11 N 2 O 4 S

Alexander Fleming

Eskiden herhangi bir su birikintisinden geçerken bile kapacağınız sıradan bir hastalık sizin anında ölümünüze neden olurken İngiliz mikrobiyolog Alexander Fleming bu gidişatı harika bir buluşla durdurdu!
Fleming, 1928’de üzerlerinde küf bulunan Petri kaplarının bakteri üretmediğini fark etti ve bunu yaparken ilk antibiyotiği keşfetti.İşte şu an basit hastalıklardan ölmememizin ve yaşamımızın bu denli uzun olmasının ana nedenlerinden biri antibiyotikler ve penisilindir!

SODYUM KLORÜR – NaCl

NaCl tuz

Bu bildiğimiz tuz işte!
Yemeklerin tuzsuz nasıl olacağını düşündüğümüz zaman bile varlığını bilmek bizi rahatlatıyor. Gastronomi gibi bir alan belki tuz olmasa olamayacaktı. 4000 yıldır insanlığın vazgeçilmezi tuz aynı zamanda yiyecekleri saklamamıza yarayan bir araç biliyorsunuz.
Tuz ayrıca kimyasallar, sabun ve kağıt üretiminde de önemli bir bileşendir. Hatta buzun donma noktasını düşürerek kışın yollarda rahat hareket etmememizi sağlıyor! Sodyum klorür o kadar yüksek talep görüyor ki, her yıl 240 milyon ton üretiliyor ve tüketiliyor.

SODYUM STEARAT – NaC 18 H 35 O 2

SODYUM STEARAT

Hijyen ve temizlik olmasa çoğumuz çok basit hastalıklardan feci bir şekilde ölecektik. Biliyorsunuz ki sabunla el yıkamak en temel hijyen alışkanlıklarımızdan birisi. Hatta Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu’na göre ellerin sabunla yıkanması, akut solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle yılda 1,4 milyona kadar ölümü önlüyor. Sodyum stearat işte sabunun etken maddesi oluyor. Yağın suda çözünmesine yardımcı olarak sihirli bir araç haline dönüşüyor ve temiz mis gibi bir yaşam sürmemizi sağlıyor!
Günümüzde sabunla düzenli el yıkamak Koronavirüs için de en temel önlemlerimizden birisini oluşturuyor!

SİLİKON – Si

silikon Dünyayı Değiştiren Molekül

Yarı iletken teknolojisinin temeli, transistörlerin bu kadar yaygınlaşmasının ana nedeni, bilgisayar devrelerinin vazgeçilmezi ve yaygınlaşmasının asıl aracı silikondur!
Teknoloji merkezi haline dönüşmüş Silikon Vadisi’nin adının boşa olmadığını gösteren araç.
Silikon ayrıca güneş pillerinde, su geçirmezlik tedavilerinde ve contalarda, patlayıcılarda ve göğüs implantlarında kullanılır. Nanoteknolojinin gelişmesine ve günümüz çağının bilgisayar çağı olmasına neden olmuştur.

KAUÇUK – C 5 H 8

Charles Goodyear

Kauçuk aslında doğadan rahatça temin edilebiliyor. Doğamızda çabuk kaybolmadığı için çevre kirliliğine de neden olmakta maalesef. Eldivenler, lastik bantlar ve balonlar kauçuktan üretilir. Hatta bazı roketler ve füzeler bile sentetik, kauçuk bazlı yakıtlarla çalışıyor. Charles Goodyear‘ın onu güçlü, dayanıklı ve elastik hale getirmenin bir yolunu bulduğu 1839’dan sonra yaygın olarak kullanılmaya başlandı. 1931’de ABD’li kimyager Elmer Bolton sentetik bir versiyonunu geliştirerek günümüz kullanımında etkin bir yer elde etmesini sağladı.

POLİETİLEN – (C 2 H 4 ) N

Eric Fawcett-Reginald Gibson
Şimdiye kadar en popüler plastik olan polietilen, market poşetlerinde, suni eklemlerde ve plastik şişelerde kullanılmaktadır. İşte “pet şişe” dediğimiz şey aslında polietilendir. Sakızda bile bulunur. Aslında, polietilen o kadar yaygın ki onsuz bir hayatı hayal etmek zor. Ancak 1933’te İngiliz kimyagerler Eric Fawcett ve Reginald Gibson bunu keşfettiklerinde, onu bir atık üründen başka bir şey olarak görmediler.
70 yıldan fazla bir süre sonra, her yıl 60 milyon tondan fazla polietilen üretiliyor. Ancak bir dezavantajı var, kauçukla aynı kader! Bozunmasının yüzlerce yıl sürdüğünü hatta hala bir polietilenin yok olduğuna şahit olmadığımızı düşünürsek çevre kirliliğinin baş aktörü diyebiliriz!

SİLİKON DİOKSİT – SiO 2

Camda ana bileşen olarak silikon dioksit, MÖ 5000’li yılların başlarında kullanılmıştır. Bugün dünyadaki tüm camlar yaklaşık dört milyar metrekareyi kaplamaktadır. Cam ayrıca test tüpleri, teleskoplar, mikroskoplar, aynalar ve kamera lensleri için de vazgeçilmez olmuştur.

DDT – C 14 H 9 C l5

kimyager
Aslında gerçek adı diklorodifeniltrikloroetan’dır. Dünyada kullanımı çoğu yerde yasaklanmıştır. Sıtma tedavisinde hayat kurtarmasına rağmen doğa ve çevre kirliliği yanında hayvanların ölmesine neden olan böcek ilacı yapımında kullanılır. Hala tehlikeleri ve insanlara zararı tartışma konusudur. Ama kaynaklar, solunum yoluyla maruz kalınan 5 gramının zehirlenmeye ve 25 gramının ise ölüme sebebiyet verdiğini söylemekte.

 MORPHINE – C 17 H 19 NO 3

insan

Dünya çapında en yaygın olarak eroin gibi uyuşturucu yapımında kullanılıyor olsa da acı çekilen çoğu hastalıkta kullanılan ve acı hissinin azalmasına yardımcı olan maddedir. Güçlü bir ağrı kesici olan morfin ilk olarak 1804 yılında Alman eczacı Friedrich Sertürner tarafından izole edildi. O zamandan günümüze kadar ölümcül hastalarda, özellikle kanser hastalarında acıyı en aza indirmek için kullanılan en önemli ilaç olmaya devam ediyor. İlginç bir hikayesi de var! 1650’de Boyle, İstanbul’dan getirdiği ham afyonu alkollü potasyum hidroksit (KOH) ile karıştırarak kristal yapılı bir karışım elde etmiş fakat bunun yapısını aydınlatamamıştır. Yani olayın içinde bir nevi İstanbul bulunmakta. 🙂

istanbul

Tabi daha sonra 1803 yılında Deraswe afyondan saf bir madde izole ederek buna afyon tuzu ismini vermiştir. Afyonun tıp alanında kullanılırlığını artırmak amacıyla yapılan çalışmalar esnasında 1804 yılında Friedrich Wilhelm Adam Sertürner tarafından bulundu. Abimiz de daha o zamanlar eczacı asistanıymış.

AMONYAK – NH 3

Sentetik gübreleme için önemli bir etken amonyak. Yoksa dünya nüfusu göz önüne alındığında doğal gübre yeterli olmuyor ve amonyak üretimi son derece önemli. Yılda 100 milyon tonluk amonyak üretimi yaparak bunu aşıyoruz. Aynı zamanda patlayıcılarda da sıkça kullanılan bir molekül…

DEMİR – Fe

Henry Bessemer Dünyayı Değiştiren Molekül

Demir, metal üretiminin en az yüzde 90’ını oluşturmaktadır. O olmasaydı enerji hatlarımız veya petrol rafinerilerimiz olmazdı. Demir, arabaların, trenlerin, uçakların, gemilerin, buzdolaplarının, bulaşık makinelerinin ve bilgisayarların önemli bir bileşenidir. Kimyasal olarak böcek ilaçlarında, su arıtmada, kanalizasyon arıtımında ve amonyak üretiminde de kullanılır.  Demir ilk olarak 3.500 yıl önce eritildi, ancak İngiliz mühendis Henry Bessemer‘in 1856’da demirden çeliği toplu olarak üretmenin ucuz bir yolunu icat etmesine kadar, kullanımı hızla arttı. Her yıl 1 milyon 900 bin ton demir cevheri üretiliyor.

ETHANOL – C 2 H 6 O

Ne bu? Evet o alkol içinde bulunan kafa yapıcı madde. Etanol renksiz, hafif hoş kokulu ve yanıcı bir sıvı. Alkollü içeceklerde kullanılan tek alkol türüdür. Ayrıca çözücü olarak kullanılmaktadır. Tarihçiler, atalarımızın tahıl depoları yağmurla ıslandığında ve Güneş tarafından fermente edildiğinde kazara keşfedildiğinden şüpheleniyorlar.  O günden beri yoğun bir şekilde kullanılıyor ve aslında bağımlılığı tehlikeli boyutta.

POTASYUM NİTRAT – KNO 3
Barutun temel bileşeni olan potasyum nitrat, insanların mermileri silahlardan fırlatmasına neden oldu ve bunu yaparak savaş çağlarının seyrini değiştirdi.  Bugün, dolaşımda 500 milyondan fazla tabanca var ve her gün en az 1.000 ölüme neden oluyor. Barut formülü muhtemelen 8. yüzyılda keşfedildi, ancak 13. yüzyıla kadar ilk kez kullanıldı. Tehlikelidir. Ve acımasızdır maalesef…

SÜLFÜRİK ASİT – H 2 SO 4

John Roebuck - Dünyayı Değiştiren Molekül

Bir ülkenin sülfürik asit üretimi, endüstriyel gücünün iyi bir göstergesidir. Çünkü bir aşamada üretilen hemen hemen her ürün bu oldukça aşındırıcı maddeyle temas eder.
Madencilik, çelik üretimi, petrol arıtma ve kimyasal sentezde ve gübre, deterjan ve plastik üretiminde kullanılmaktadır. “Kimyasalların kralı” lakaplı olmasına şaşmamalı.
Sülfürik asit sekizinci yüzyılda keşfedildi. Ancak 1746’da İngiliz kimyager John Roebuck bunu toplu olarak üretmenin bir yolunu geliştirdiğinde ekonomik olarak uygun hale geldi. Ve her sene neredeyse 200 milyon ton üretimi yapılmakta.

PROGESTIN – C 21 H 30 O 2

Carl Djerassi

Doğum kontrol haplarının genel bileşeni işte bu…
İlk olarak 1951’de Avusturyalı Carl Djerassi tarafından sentezlenen progestin, progesteron hormonunu taklit ederek yumurtlamayı durdurur. 1965 ile 1995 yılları arasında küresel doğurganlık oranları, büyük ölçüde hap nedeniyle kadın başına 4,9’dan 2,8’e düştü.
Bugün dünya çapında 70 milyondan fazla kadın bu doğum kontrol yöntemini kullanıyor.

KARBON DİOKSİT – CO 2

Joseph Black Dünyayı Değiştiren Molekül

İskoç kimyager Joseph Black, 1750’lerde bu güçlü sera gazını keşfetti ve izole etti. O zamanlar, CO2 serbest gaz halinde volkanik bölgelerden çıkan gazlarda, suda çözünmüş olarak ise maden suyunda bulunur.
Şehir ve dağlık bölgelerde değişmek üzere atmosfer havasında ortalama %0,03-0,04, egzozda ise %13 civarında bulunur. CO2   yangın söndürme aracında da kullanılır. Bugün birçok yerde bulunması mecburi olan bu araçların aslını basınçla doldurulmuş CO2 meydana getirir. Kâfi miktarda CO2 bulunan yerde yanma olayı devam edemez.
Karbon dioksit salınımı tehlikeli boyutlardadır. Karbondioksit, su buharından sonra ikinci en önemli sera gazıdır, atmosferimizde ısıyı hapseder ve sera etkisi ile küresel sıcaklıkları yükseltir.

Ve geleceğimiz bunun düzenlenmesine bağlıdır…

 

Dünyayı değiştiren 17 molekül videomuzu da izleyebilirsiniz…