Biyografi Hypatia Arşivi Matematik

Jonglörlük Bilimi ve 3 Top Çevirme

3 Top Çevirme

En hızlı uzman jonglörler dakikada yaklaşık 500 yakalama yaparlar, buda yakalama başına yalnızca 120 milisaniye anlamına gelir: bir oyuncu performansı için 200 milisaniye harcanan tenis gibi yüksek hızlı spor olan, tenisten bile insan tepki süreleri hızlıdır.

Şu an için dünya jonglörlük rekoru bu inanılmaz hızla kırıldı, tam tamına 11 top kullanılarak kırılan bir rekor…

3 Top Çevirme

İşin en garibi 200 milisaniye tepki süresi olan insanlar nasılda 120 milisaniye tepkilere bunu çekebiliyorlar. Çünkü bir top tenisteki gibi rastgele bir noktaya atılmıyor, ve topu atan jonglör onun nereye gideceğini ve nerede yakalanacağının olasılığını kurgulamak için beynini iyi eğitmiş görünüyor .

Hatta hokkabaz gözleri bağlıyken beş topa kadar hokkabazlık yapılabilir. Hokkabazlar, topların nereye gideceğine dair doğru atışlar ve tahminler yapmayı iyi biliyor.

Muhtemelen birkaç günde üç top oynamayı öğrenebilirsiniz, ancak dört topun ustalaşması haftalar veya aylar sürebilirken, beş top yıllar alabilir.

Hokkabazlık, eski Mısır’a kadar uzanan uzun ve görkemli bir tarihe sahiptir; Tarihçilerin hokkabazlığın en eski tarihi kaydı olarak kabul ettiği MÖ 1994 ve 1781 dolaylarında hiyeroglifler var. Çin’de (MÖ 770-476) hokkabazlık yapan savaşçılar vardı -görünüşe göre bu etkili bir oyalama taktiği olarak görülüyordu- ve uygulama sonunda antik Yunanistan ve Roma’ya yayıldı. 1800’lerin ortalarında, hokkabazlık büyük ölçüde sirk ve sokak sanatçıları tarafından uygulandı ve en az 1903’ten beri bilim insanlarını büyüledi.

Hokkabazlıkla ilgili bilinen ilk bilimsel çalışma, 1903’te Edgar James Swift‘in American Journal of Psychology‘de öğrencilerin bir yandan iki topu atmayı öğrendiklerini belgeleyen bir makale yayınlamasıyla ortaya çıktı.

1940’larda Uluslararası Hokkabazlar Derneği kuruldu ve 1950’lerde ve 1960’larda genel öğrenme becerilerini karşılaştırmak için hokkabazlık kullanıldı.

Hokkabazlığın bilimsel yönleri ancak 1970’lerde ciddi bir şekilde incelenmeye başlandı. Aslında bu araştırmayı başlatan MIT’den Claude Shannon’dı. İlk hokkabazlık makinelerini yarattı ve matematiğe dayalı bir hokkabazlık teoremi formüle etti. Akademik bir hokkabaz oldu.

Jonglörler nesnelerle ustaca oynarlar, hareket ettirirler, çeşitli nesnelerle şaşırtıcı bir şekilde estetik ve sanatsal şekilde koreografi yaratabilirler!

Seçilen hokkabazlık nesneleri ne olursa olsun, esasen periyodik döngülerde klasik bir parabolik hareketi takip ederler – oyunda birden fazla nesne vardır ve nesne sayısı arttıkça olay güzelleşir, karmaşıklaşır ve şaşırtır.

Olası modellerin sayısı az olduğundan, bunun süreci matematiksel olarak modellemeyi oldukça kolaylaştıracağı düşünülebilir. Ancak serbest bırakma açısı, atış yüksekliği, serbest bırakma hızı ve benzeri gibi değişkenler, hiçbir iki atışın veya yakalamanın tam olarak aynı olmamasını sağlar. En iyi hokkabazlar, tüm bu değişkenleri etkileyici bir tutarlılıkla kontrol edebilir.

Aslında sürekli kontrol etmek zorunda olduklarımıza bir kettir jonglörlük. Dahası serbest bırak, relax ol, rahatla ve sakince sonuç bekle!

Jonglörlükde ustalaşma süreci; aslında beyin fonksiyonlarımızdaki kontrol mekanizmasını parçalamakla başlıyor.

Her şeyi kontrol etme eğilimi hataya yol açabilir, akışa bırak ve serbestleş. Zaten el, göz ve refklekslerimiz buna ayak uyduracaktır. Beynimizin kullanılmamaktan atıl kalan bölgelerimiz de işin içine katılacaktır.

Beynin kullanılmayan yada az kullanılan bölgeleri sonucu Parkinson ve Alzheimer gibi rahatsızlıklara neden olabileceği araştırılıyor. Jonglörlük veya hokkabazlık beynin birçok bölgesini aktive ettiği tespit edildiği için bunlara bir çözüm.

jonglör topu

Mesela hayatı boyunca jonglörlük yapmamış 24 kişi seçilerek, bir deney tasarlanıyor ve iki gruba ayrılıyorlar. İlk gruba her gün 30 dakika pratik yaptırılıyor. İkinci gruba ise hiç bir şey. Sonuç: İki grup da beyin dokularındaki su moleküllerinin hareketini ölçen bir cihazla taramadan geçiriliyor. Ve Jonglörlük yapan grubun beynindeki beyaz maddede yüzde 5 oranında artış kaydedildiği gözlemleniyor.

Hokkabazlıkta üç temel model vardır:

Tek sayıda topun bir elden diğerine atıldığı “çağlayan” (en yaygın model); aynı elle çift sayıda topun atıldığı ve tutulduğu “çeşme”; ve tüm nesnelerin bir daire içinde fırlatıldığı “duş”. Ayrıca hokkabazın aynı anda birden fazla nesneyi tek elden fırlatacağı “çoklu” da var.

Hokkabazlık edilen nesnelerin sayısı ile birlikte daha yüksek hız veya yüksekliğe olan ihtiyacın hızla arttığını biliyoruz, bu nedenle daha fazla nesne ile hokkabazlık yapılırsa, ustalık o kadar zor olur ve bu konuda ustalaşmak o kadar uzun sürer. Muhtemelen birkaç günde üç top oynamayı öğrenebilirsiniz, ancak dört topun ustalaşması haftalar veya aylar sürebilirken, beş top yıllar alabilir.

Ustalığı etkileyen ve hokkabazlık edilen nesnelerin sayısını sınırlayan fiziksel kısıtlamalar yerçekiminden kaynaklanır – daha spesifik olarak Newton mekaniği’ne bakılabilir (h=1/2gt 2 ). Her top, hokkabazın diğer toplarla başa çıkabilmesi için yeterince yükseğe atılmalıdır. Hız veya yükseklik ihtiyacı, hokkabazlık edilen nesnelerin sayısı ile hızla artar.

Hokkabazlık üzerindeki bu zamansal kısıtlamalar, Shannon teoremi tarafından özetlenmiştir.

Bu teorem: Ellerin boş veya dolu olduğu zamanlar ile her topun havada geçirdiği süre arasında olması gereken ilişkileri tanımlar. Shannon, teoremlerini 1980’lerde yazdığı Hokkabazlığın Bilimsel Yönleri başlıklı bir makalede sunuyor . Burada hokkabazlığın ilk matematiksel temelini sağlıyor.

Top sayısı, el sayısı, topun havada kalma süresi ve yüksekliği ile ilgili Shannon’ın teoremlerini oluşturmak için kullandığı değişkenler şunlardır:

jonglörlük matematiği

D – kalma süresi (bir topun elde tutulduğu zaman ile fırlatıldığı zaman arasında geçirdiği süre )
F – uçuş süresi (bir topun fırlatıldığı ve tutulduğu zaman arasında havada geçirdiği zaman)
V – boş zaman ( bir nesneyi atmak ve bir sonrakini yakalamak arasında bir elin boş olduğu süre)
H – ilgili el sayısı
B – hokkabazlık edilen top sayısı

Topların havada süzülürken yapıkları hareket bir paraboldür

Yani bu parabolü kavrarsak topun nerede ve ne zaman yakalanacağını bulabiliyoruz. Bir topun 3 kat daha uzun havada kalmasını istiyorsanız, 9 kat daha fazla yükseliğe atmanız gerekiyor. Toplar arttıkça, topların atılacak yüksekliği de artmak zorunda.

Bilinen fizyolojik sınırlar göz önüne alındığında, uzman hokkabazların bu kadar yüksek doğruluk ve hızlı tepki sürelerini nasıl yönettiğinin hala tam olarak net bilemememiz üzücü. Ama her zaman izlemesi zevkli.

“Sinir sistemlerimizin bunu nasıl başardığının ardındaki sırları çözersek, belki daha hünerli robotların yolu açabilir.”

Kısaca aslında burada biz top çevirmekten bahsettik ama, lobut, sopa, diabolo, devil stick, staff, yoyo, çember, poi, huloop, vb gibi hatta aklımıza gelmeyecek birçok nesneyi hünerle, yaratıcı ve şaşırtıcı bir şekilde çevirme aktivitesi aynı yöntemler kullanmaktadır.

Güzel bir egzersiz ve beyin jimnastiğine ihtiyacınız varsa, güzel bir başlangıç olabilir.

Haberiniz olsun.