Isaac Newton Gibi Bir Fizikçi Nasıl Olunur?
Isaac Newton’un annesinin onun çiftçi olmasını istediğini biliyor muydunuz?
O sırada 16 yaşındaydı ve nefret ettiği bir meslek olan çiftçilikten uzaklaşmak için aklını, yeni model yel değirmenleri ve güneş saatleri inşa etmek için kullandı.
Newton bir dahi miydi?
22 yaşında kalkülüsü icat etti! Bu yüzden bu sorunun cevabı evet olabilir. Bununla birlikte, Newton’un bir genç olarak nitelikleri onun gibi bir fizikçi olmak için bize anlam katabilir.
Merak!
Newton, okul arkadaşlarından çok daha meraklıydı. Hep işin özüne inmek isterdi ve merakını giderene kadar asla pes etmezdi. Bu bazen onun yalnız kalmasına neden olurdu.
Bir yaz öğleden sonra, çiftliklerinde bir elma ağacının gölgesinde dinlenirken, bir elmanın düşmesinin Newton’u yerçekimi kuvvetini araştırmaya teşvik ettiği söylenir. Peki bir elma ilk kez mi yere düştü?
Hayır. Milyonlarca kişi elmanın Newton’dan önce düştüğünü gördü ama kimse neden düştüğünü sorma zahmetine girmedi. Bu sorgulayıcı tavır, bu konuda bir fizikçinin veya herhangi bir bilim insanının ayırt edici özelliğidir.
Sorularınızın çoğuna anında yanıt bulamayabilirsiniz. Ancak, diğer tüm insanlar onları kovalamaktan vazgeçtiğinde, bilim insanı daha derine inmeye devam ediyor – sonuçta bu bir oyun. Feynman’ında söylediği gibi: “Yeni şeyler bulmak zevk verir.”
Deney
Merak nasıl beslenir?
Deneyerek. Deneyler iki çeşittir: teorik veya pratik. Ve Newton her ikisinde de ustaydı. Bu nedenle, yalnızca kalkülüs kadar karmaşık bir şey icat etmekle kalmadı, aynı zamanda aşağıda gösterildiği gibi Newton’un renk diskini de icat etti:
Fikir bir kez daha doğanın kendisinden ilham aldı. Newton, evinin üzerindeki gökkuşağını her gördüğünde büyüleniyordu. Bu onu cam nesnelerle araştırdığı ışığın davranışı hakkında sorulara yöneltti.
Newton deneyleri tamamladıktan sonra bulgularını 1704’te halk arasında Newton’un diski olarak bilinen bir renk çemberi ile gösterdi. Çemberi bileşen renklerine ayırdı ve gerçekten hızlı döndürüldüğünde beyaz görünecekti.
Gözlem
Newton olayları keskin bir şekilde gözlemlerdi, bu yüzden günün ilginç aktivitelerini kaydetmek için not defterini yanında taşırdı. 1665 yılında lisans derecesini aldıktan sonra, devam eden veba nedeniyle üniversite hayatını durdurdu.
Köyüne döndü ve üniversite günlerinden notları tekrar gözden geçirdi. Notlarını özel olarak incelemesi onu, daha sonra kalkülüsün ortaya çıkmasına neden olan binom teoremini keşfetmeye yönlendirecekti.
Newton ayrıca Descartes, Kepler ve Galileo gibi önemli filozofların hayatını ve çalışmalarını kaydetmişti. Bu nedenle, en ünlü sözü onlar adınadır: “Daha ilerisini gördüysem, devlerin omuzlarında durduğumdandır.”
Newton bir şeyleri yazmaktan ya da çizmekten büyük zevk alıyordu. Not almak, iyi fikirleri kaçırmamasını sağlayacaktır. Örneğin, Newton’un yansıtıcı teleskobunun orijinal çizimi aşağıdadır:
Newton zamanının çoğunu yalnız başına düşünerek geçirirdi. Kendini tamamen düşünce sürecine kaptırırdı. Günümüz insan uygarlığının çoğu, Newton’un fikirleri ve çizimleri üzerine inşa edilmiştir. Onun buluşları sayesinde hayatımızın tadını çıkarıyoruz.
Elbette, iyi bir fizikçi olmak için üniversiteden ve sıkı bir eğitimden geçmek gerekiyor. Ancak fikirlerimizin; sürekli kaydedilmesini, not etmeyi ve çizmeyi Newton’dan öğrenebiliriz.
Not Almak Önemlidir!
Kendisi şunu söyledi: Kendi kendime sadece kumsalda oynayan bir çocuğum, önümde engin hakikat okyanusları keşfedilmemiş olarak uzanıyor. Öyleyse Newton’un sonsuz merakını taklit edelim, onun yaklaşımını benimseyelim ve doğada deney yapalım. Neyin mümkün olduğunu kim bilebilir?