Biyografi

Karantina Tarihi

Karantina, İtalyanca ‘quaranta’ kelimesinden türetilmiştir ve 40 sayısını ifade eder.

Hastaların karantina süresinin neden 40 olduğuna dair net bir açıklama bulunmamaktadır. Bazıları, Hristiyanlıkta Paskalya döneminde 40 gün boyunca hayvansal gıdaların yenmediği Büyük Perhiz ya da Lent denilen oruç tutma süresinden kaynaklandığını düşünüyor. Nuh tufanının 40 gün sürdüğünü söyleyen rivayetler ve İsa’nın vahşi doğada 40 gün kalması… Bazıları ise Hipokrat’ın bir hastalığın akut ya da kronik olup olmadığının anlaşılması için 40 gün geçmesi gerektiği tezinin buna sebep olduğunu düşünüyor.

Eski Ahit Levililer 13’te; Rab, Musa’ya ve Harun’a deride yaraya sebep olan hastalığa yakalanan kişilerin kahine götürülmesini ve eğer hastalığı kesinse 7 gün boyunca kapalı bir yerde tutulması gerektiğini söyler.

Leprafobi yani cüzzam korkusunun ilk örneklerine eski Mısır’da rastlıyoruz. II. Ramses’in emriyle yaklaşık 80 bin cüzzamlı evlerinden alınıp Sahra çölünde bir yerleşkeye götürüldü.

MS 583’te Avrupa’da Lyons Konseyi cüzzamlıların sağlıklı insanlarla ilişkisini kısıtladı.

1374’te Cenova ve Venedik, enfekte olmuş bölgelerden gelen gemileri ya kontrol altına aldı ya da geri çevirdi.

1377’de ise Ragusa Limanı ( Bugünkü Hırvatistan – Dubrovnik ) belki de Ortaçağ’da ilkeleri en net bilinen karantina yasasını çıkardı. Karantina yasası 4 ilkeden oluşuyordu.

1- Veba bölgesinden gelenler Ragusa’ya 30 – 40 gün boyunca kabul edilmeyecek.

2- Ragusa’nın içinden kimse bu bölgeyi ziyaret etmeyecek.

3- Karantina’da bulunanlara yardım ve erzak götürmek için kişiler görevlendirilecek.

4- Bu düzenlemelere uymayanlara para cezası verilecek.

karantina

Ayrıca Ragusa başhekimi Padua’lı Jacob enfekte olduğundan şüphelenilen kişilerin tedavisi için şehir surlarının dışında bir yer yapılmasını tavsiye etti. Ayrıca getirilen mallar ortalama 20 gün boyunca temizlenir ve havalandırılırdı. Vatandaşların sağlığı karantina yasasının çıkmasını sağlayan tek unsur değildi. Ekonomik sebepler de vardı. Çünkü ticaret ağının kalitesi ve güvenliği sağlanmak zorundaydı.

1423’te Venedik’te, şehre yakın bir adada ‘lazaretto’ denilen ( İncil’de İsa’nın dirilttiği yaraları olan dilenci Lazarus’tan gelmekte ) ilk karantina istasyonu kuruldu. Bu daha sonra diğer Avrupa ülkeleri için model oldu.

16. yüzyılda ise çoğu liman ‘sağlık belgesi’ sistemine geçti. Buna göre bir limana yanaşan gemi, uğradığı bir önceki limanda salgın hastalık olmadığını belirten bir belge teslim etmek zorundaydı.

Avrupa’da standart bir uygulama yoktu.

Her kent farklı karantina kuralları ve süreleri belirleyebiliyordu. Bu belirsizlikten en çok etkilenen ise seyyahlar oldu. Gezileri genelde düşündüklerinden fazla sürdü.

1710’da ise İngiltere’de veba ile temas halinde olan ve karantina kurallarına uymayanlara ölüm cezası verilmesini kabul etti.

1720’de ise İngiltere Akdeniz’den gelen mallar üzerine ambargo koydu. İngiliz yazar Daniel Defoe ( Ölüm 1731 ) şöyle yazar:
‘ Herhangi bir kişi vebaya yakalandığı bilinen herhangi bir adamı ziyaret etmişse veya herhangi bir hastalık bulaşmış olduğu bilinen herhangi bir eve isteyerek girmişse, yaşadığı ev belirli günler için kapatılıyordu. ’

1793’te ABD’de Philadelphia’yı sarı humma salgını vurdu.

1832’de ise İngiltere kolera salgını ile uğraştı. Ortaçağ’dan beri dünyanın yakasını bırakmayan salgın hastalıklar için artık uluslararası bir birlik kurma vakti gelmişti.

1834’te Fransa, karantinanın standardizasyonunu belirleme amaçlı uluslararası bir toplantı önerdi. Bununla birlikte, bulaşıcı hastalık salgınlarının yüksek oranda görülmesine rağmen, Paris’te Birinci Uluslararası Sağlık Konferansı ancak 1851’de toplandı. Toplantıların her zaman ticareti korumaya yönelik bir amacı olduğu da unutulmamalı.

1893’te hem Amerika Birleşik Devletleri’nde hem de Avrupa’da hastalık bildirimi meselesine ilişkin bir anlaşmaya varıldı. Bu tarih, genellikle karantina önlemlerinin etkin bir şekilde standardizasyonu için bir dönüm noktası olarak kabul edilir.
Yirminci yüzyılın başında, 1903’te, “lazaretto” ifadesi “sağlık istasyonu” olarak değiştirildi.

1907’de Uluslararası Halk Sağlığı Ofisi kuruldu. 1909’da en az 20 ülke bu ofise katılmıştı.