Biyoloji Hypatia Arşivi

Yarasa Bilimi

Bizim daha çok Joker’i sevmemize rağmen aslında Batman’da bir yarasadır biliyorsunuz. Bugün Batman’dan yani yarasalardan bahsedeceğiz – Yarasa…

Âlem:  (Hayvanlar)
Şube:  (Kordalılar)
Sınıf:  (Memeliler)
Takım: Chiroptera (şiroptera)

Yarasa sınıflandırılması

Dünya üzerinde yaklaşık 4500 memeli türü bulunmakta ve bunların 1000’den fazlasını yarasalar oluşturmaktadır. Yarasalar, süzülerek uçan, uçan sincapların aksine gerçekten uçma yeteneğine sahip tek memelilerdir. 1100’den fazla türü tanımlandığından dünya üzerindeki ikinci en fazla memeli türünü oluşturmaktadır.

Uçma yetenekleri sayesinde her yere yayılmışlardır. Kuzey kutbu ve Antarktika hariç Dünya’nın her yerinde yaşarlar. Genelde mağaralarda tünerler ama eski binalar, ağaçlar ve köprülerin altında da bulunabilirler.

Sıcakkanlılar, bebeklerini beslerler. Kuş kanatlarının aksine yarasa kanatları parmaklı ele benzer. Parmakların arasına gerilmiş ince bir deri gibidir… Bu kanat zarına patagium adı verilir.

Yarasa elleri

Şu an gördüğünüz yarasa iskeletinde, kol kemiklerinden çıkan upuzun ve ince yapılar, parmaklardır ve tüm memelilerdeki parmaklarla eş özelliklere sahiptir.

Birde x ışığı altında bu yarasa fotoğrafına bakalım…

Yarasa kanatları x ray

Türkiye’de yaşayan yarasa familyaları.

Uçanköpekler,

Düz burunlu yarasalar,

Kuyruklu yarasalar,

Nal burunlu yarasalar.

en küçük Yarasa

En küçük yaşayan memeli olduğu da iddia edilen yabanarısı yarasası 29 ila 34mm boyunda, 15 cm kanat açıklığına sahip ve 2 ila 2,6 gram ağırlığındadır. En büyük yarasalar da uçan tilki yarasalardır ve 1,6 kg ağırlığındadır, kanat açıklığı 1,7 m’yi bulur.

en büyük Yarasa

Yarasalar kör sanılır ama hayır hepsi görür. Ama karanlıkta daha iyi görebilmek için bazılarında gözleri adapte olabilmek için büyümüştür. Ve bütün yarasalar yönlerini bulabilmek için sonar sisteme benzeyen bir yapıları gelişmiştir. Bu arada sonar sistemleri onların davranışlarını taklit ederek yapılmıştır. Ama ona rağmen bizim cihazlarımızdan binlerce kat daha hassaslardır.

Yarasa çağrıları uçan hayvan seslerinin en yükseklerinden biridir ve şiddeti 60 ila 140 desibel arasında değişir.

Küçük yarasa çağrılarının frekansı 14.000 Hz’den 100.000 Hz.’in üzerine kadar çıkabilir -ki insan duyma sınırları 20 ila 20.000 Hz. arasındadır.- Ses üzerine uzman olduklarından avlarını Doppler etkisinden yararlanarak bulmaktadırlar.

Yarasaların yüzde 70’i böcek yer geri kalanı meyve ile beslenir. Kuş, kertenkele, kurbağa ve balık avlayanlarına da rastlanır.

Sadece 3 tür yarasa kan emiyor. Bunlara da vampir yarasa deniyor. Bu 3 yarasa türünün de sadece 1 tanesi memeli kanı emiyor. Ve o da sığır kanı seviyor ya da kümes hayvanları.

Meyve ile beslenen yarasalar sayesinde bitkilerin çekirdekleri ve polenleri taşınır. Yani çoğalmalarına yardımcı olurlar. Örneğin Vietnam’da bulunan duryan meyvelerinin tek polen taşıyıcısı yarasalardır. Muz, şeftali, hurma, incir, avokado ve mango gibi meyvelerin çoğalmasına büyük ölçüde yardımcıdırlar.

Sanılının aksine her yarasa hastalık taşımaz. Kuduz gibi hastalıkları taşıyanlar, bütün yarasaların neredeyse yüzde 0,5’i gibidir.

Kuduz, hanta, sars gibi virüslerin konakçılarıdır doğru ama Dünya’da bulunan en kalabalık 2. memeli olmaları ve sadece bir mağarada bile milyonlarca yaşıyor olmaları buna etmendir.

ABD Teksas’da Bracken Mağarası’nda dünyanın en kalabalık yarasa kolonisi yaşar ve 10 milyonlarla ifade edilmektedir.

ters duranlar

Yarasaların büyük koloniler halinde yaşamaları, tüneme davranışları ve barındıkları ortamların koşulları hastalık etkenlerinin yayılmasını da kolaylaştırır. Uçabiliyor olmaları da etkenleri farklı türlere bulaştırabilme imkanı verir.

Hayatları boyunca yağlı böceklerle beslenmelerine rağmen yarasalarda hiçbir damar üzerine rahatsızlık görülmemektedir. 20 yaşlarında bir yarasa ile 1 yaşındaki bir yarasanın damar çeperlerinde yağ birikintisine rastlanılmamıştır. Buradan hareketle laboratuvar ortamında buzdolabında uyutulan yarasalar üzerinde yapılan çalışmalar, kalp ve dolaşım hastalıklarının önlenmesine yönelik önemli ipuçları vermiştir.

Bu hayvanlar bir dizi fizyolojik yolla adeta stresi azaltan, DNA hasarını onaran ve iltihaplanmayı önleyen, dolayısıyla 40 yıla kadar yaşamalarına olanak sağlayan bir yaşlanma karşıtı serum bulmuş gibiler. Benzer büyüklükte olan diğer memeliler ise sadece birkaç yıl yaşayabiliyor. Bir kedi 13 yaşında, köpek 14 yaşında, at 20 yaşında yaşlı sayılır mesela.

Vampir yarasaların salyasında bulunan bir tür protein felcin tedavisinde önemli bir fayda sağlamıştır. Yine bu salyalarını aşırı koşullar altında kendilerini serinletmek için de kullanırlar.

Gündüzleri hareket etmediklerinden, geceleri aktif olduklarından, insanlarla temas kurmaları da sınırlıdır. Ama bizler onların yaşam alanlarına yaklaştıkça, onların doğasına girdikçe bir paranın havaya sekiz kere atılıp üst üste tura gelme ihtimali kadar bir ihtimalle hastalık taşıyıcı bir yarasa ile karşı karşıya gelme ihtimalimiz tabii ki olabilir.

vampir Yarasa

Yarasalar kış uykusuna yatan memelilerdendir. Sıcakkanlı ama kış uykusundayken soğukkanlılığa geçerler. Buzdolabında bile hayatlarını devam ettirebilirler. Yarasalar çoğunlukla baş aşağı asılarak uyuyup dinlenirler.

Gebelik süresi 110 gün kadardır. Genellikle 1 veya 2 yavru doğururlar. Dişiler yavrularını büyüyünceye kadar kanatlarının altında taşırlar. Yarasada annelik şefkati yüksektir.

Yarasalar baykuşlar, atmacalar ve doğanlar gibi yırtıcı kuşlar ve tüneklerinde de kediler gibi tırmanabilen hayvanlar tarafından avlanırlar. Yirmi kadar Yeni Dünya Yılan türünün yarasaları yakaladıkları bilinmektedir..

Yarasa gübresi azot, fosfor, potasyum, magnezyum, demir, bakır, mangan, çinko ve sodyum açısından oldukça zengindir. Birçok kültürde yarasalar genellikle karanlık, kötü niyet, cadılık ve büyücülük, vampirler ve ölümle bağdaştırılırlar.

Tabi bu sebeple Bram Stoker abimizin Dracula romanına da deyinmiş olalım…

Aşık olduklarının kanını emen çokta tırt bir de Alacakaranlık var ama neyse…

Aaa bak bir tane daha geldi: Blade! Böyle vampire can kurban 😃