Dünyanın en uzun binası Dubai’de ki Burj Kalifa ve uzunluğu 830 metre! Ve 50 tane Burj Kalifa’yı üst üste koyarsak yaklaşık 41,4 km yapıyor… Neredeyse 2014’te serbest düşüş ( Paraşütle Atlamak ) rekorunu kıran Alan Eustace’ın atlayabildiği nokta kadar! Ama bizim atlamayı hedeflediğimiz yer Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan bundan da 10 kat daha yukarıda!
Ortalama paraşütçüler 3.8 km yükseklikten atlarlar. Ama uluslararası uzay istasyonu 100 kat daha fazla! Normal astronot kıyafeti filan da atlarken bizi kesmez, en baştan söyleyelim! Hadi amacımız buradan tıpkı Felix gibi atlamak olsun! Bu arada o da 39 km yükseklikten atlamıştı. Biz ise 400 km’deyiz!
Veee atladık! Eee hala atlayamadık? Maalesef bu yüksekliklerde dümdüz düşme diye bir şey yok! Ve yaklaşık 2,5 yılımızı bu düşmeye harcayacağız! Peki, neden? Düşüşümüzün bu kadar uzun sürmesinin ana nedeni yükseklik değildir. Aslında, normal bir paraşütçü gibi düşersek sadece iki saatimizi alır… Ama mesele şu ki, dümdüz düşmüyoruz! Yörüngeye düşüyoruz. Yörüngedeyiz yani! Nedeni hızdır.
Uluslararası uzay istasyonu bir istasyon olarak adlandırılabilir. Ama sabit değil. Aslında bir jet avcı uçağından 12 kat daha hızlı hareket ediyor! Ve ISS aslında Dünya’ya doğru düşüyor! ISS’den atladığımızda, başlangıçta aynı hızda oluruz. Yani biz de yörüngeye giriyoruz. En azından bir süreliğine.
ISS’in atmosferle yaşadığı sürtünme onu yavaşlatır ama ISS’in kendi konumunu koruyacak motorları vardır ve Dünya’ya düşmemek için onları kullanıyor… Ama ne yazık ki bizim motorlarımız yok! Ve yörüngede dönmeye başladık uzay enkazı problemi başladı birden! Binlerce uzay enkazından biri bizi parçalamak için denk gelmediyse çok şanslıyız demektir! Hadi o enkazları yok sayalım… Bu arada söyleyelim, saatte 32bin km hızla giden parçalardan bahsediyoruz…
ISS gibi motorlarımız olmadığı için bir süre sonra yavaşlamaya başlayacağız. Ve Dünya’ya düşmeye başlayacağız. Ama bu çok hızlı olmayacak. Çin Uzay İstasyonu, örneğin Tiongong-1’in, yörüngeden Dünya’ya düşmesi yaklaşık iki yıl sürdü!
ISS’de daha yüksektesiniz. Yani kabaca iki buçuk yıl boyunca düşeceğiz. Ama bir kez atmosfere girdiğimizde uzun bekleyişimiz bitecek ve hipersonik hızları hissetmeye başlayacağız. Buralarda paraşütü açmamalıyız! Açarsak paraşüt paramparça olacaktır! Eee bir de 8G kuvvet var! Yani deniz seviyesindeki hissettiğimizden sekiz kat daha fazla! Yani muhtemelen bayılacağız…. Jet pilotlarının bile 5G’ye kadar eğitildiğini düşünürsek aslında durum biraz vahim! Eğer bayılmadıysak daha vahimi geliyor…. Donma sıcaklığı! Baya soğuk olacak…
Düşmeye devam ettikçe ses hızını 6 kere geçmiş olur isek yaklaşık 1.650 santigrat dereceye kadar ısınacağız. Demiri eritecek kadar sıcak. Bu bizi bir plazmaya çevirecek kadar sıcak demek. Bunlar da bizim için pek sorun yaratmadıysa 41 kilometre yükseklikte dünya rekorunu kırmış olacağız en yüksek paraşüt dalışı için!
Alan Eustace, 2014 yılında ses hızını geçerek 15 dakikada aşağı atlamıştı! Ama biz ondan çok daha hızlı düşüyoruz unutmayın… Ses hızının neredeyse 3 katı hızındayız! Yani paraşütümüz parçalara ayrılmadıysa artık uzun yolculuğumuzun sonuna geldik demektir! Nasıl? Yavaş bir iniş oldu sanki? 🙂
Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan Paraşütle Atlamak Mümkün Mü? Videomuz İle Detaylandırabilirsiniz!
