Ultima Pangea – Kıtaların Birleştiği Süperkıta
Türkiyeden yürümeye başlasaydık hiç suya ayaklarımızı sokmadan, Hindistan’a, Avusturalya’ya, hatta Antartika’ya, Amerika’ya kadar gitmemiz mümkündü bir zamanlar…
Sırt çantamızı alıp, içine çadırlarımızı koyup… Durun durun neden bir karavanımız olmasın ki? Karavanımızla tabi benzin parasını yetiştirebilirsek, içine de rahatça seyahat etme olanağı sağlarsak bütün kıtaları hiç su aracına ihtiyacımız olmadan gezebildiğimizi düşünsenize? Pasaport vize sorunlarının da olmadığını varsayıyoruz tabi. 🙂
İşte bundan 175 milyon yıl önce dünya böyleydi ve buna “Pangea” adı veriliyor… Ve gelecekte yaklaşık 250 milyon yıl sonrada bunu başarabileceğiz zamanlar yine oluşacak! Bunun da bir adı var: “Ultima Pangea”
Pangea, geç Paleozoik ve Erken Mezozoik çağlarında var olan bir süperkıtaydı. Pangea süperkıtası, yaklaşık 335 milyon yıl önceden başlayıp, yaklaşık 175 milyon yıl önce parçalanmaya başladı. Şimdi bildiğimiz okyanuslar yerine çevresini saran Panthalassa adlı bir süperokyanus tarafından kuşatılmıştı.
Pangea, Yunancadan türetilmiş bütün dünya anlamına gelmektedir. Tek süperkıtanın Pangea olmadığını da belirtmek gerekiyor. Bu süperkıtaların en yaşlıları ise yaklaşık 1 milyar yıl önce oluştuğu tahmin edilen Rodinia süperkıtasıdır.
Gezegenimizde bizler gibi değişimine devam ediyor… Evrim geçirmekten vazgeçmiyor… Kıtalarımız parçalandığı günden itibaren, üzerine yaşadığımız kıtalar hareket halinde! Bu görüşü ilk ortaya atan Abraham Ortelius isimli harita bilimcisi, 1596 yılında kıtaların okyanus tabanı üzerinde “kaydığını” söylemiştir.
Sonradan 1912 yılında jeofizikçi Alfred Wegener ve en sonunda jeolog Arthur Holmes tarafından manto konveksiyon mekanizmaları eklendi ve kıtaların litosfer üzerindeki hareketini açıklayan levha tektoniği teorisi gelişti…
Pangea tek bir kıtadan oluşurken ikiye bölünmüş, bu bölünmeden sonra güney de kalan kısmına Gondvana, kuzeyde kalan kısmına Laurasia adı verilmişti. Gondvana sonradan Antarktika, Güney Amerika, Avustralya ve Afrika Kıtaları olarak ayrılmıştır. Laurasia ise Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya kıtaları olarak ayrılmıştır.
Peki Pangea hiç kırılmamış olsaydı, ne gibi etkileri olurdu? Canlı çeşitliliği şu ankinden çok daha az olacaktı… Eğer coğrafi özellikler olmasaydı yeni özellikteki canlılığın evrimi daha az olacaktı.
Doğal Çevreyi Koruma Örgütü (Conservation International) verilerine göre 160 milyon yıl evvel Pangea’nın güney yarısında bulunan Gondvana’dan ayrılmış olan Madagaskar da evrimleşmiş bitki ve memeli türlerinin çoğu başka hiçbir yerde bulunmamaktadır.
Kıtalar, Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki dönüşü sebebiyle, kutuplardan uzaklaşarak daha çok Ekvator bölgesinde toplanırdı. Ve aşırı sıcak ve kurak havada evrimleşecek canlılar sürüngenler olurdu. Çok büyük olan Pangea’nın orta bölümlerinde nem oranı son derece az olacağı için canlılığın çeşitliliği de yine buna paralel olarak az olacaktı.
Peki,
Yerkabuğu Hareketleri Olmasaydı, Ne Olurdu?
Depremler, volkanik patlamalar ve tsunamiler olmazdı. Karbon elementi tektonik hareketlerle salınım gösterir ve karbon dünyanın sıcaklık dengesini sağlar… Eğer volkanik patlamalar ile salınım yapamazsa toprakta daha çok kalırdı ve dünyanın daha hızlı soğumasına neden olacağından canlı türleri az olacaktı.
Kıta hareketlerinden kaynaklı dağların oluşmamış olmasını düşünsenize… Büyük fırtınalara engel olacak dağlar olmadığından dümdüz bir dünya olacak ve şiddetli rüzgarlar yaşanacak mevsimler şimdiki gibi olamayacaktı…
Ayrıca, yüksek bir kaynaktan dökülen nehirlerin olmayışı aşındırmayı en aza indirerek daha pürüzsüz bir toprak oluşumuna yol açardı. Dağlar olmasaydı bulutların yüksek dağlar sayesinde bir bölgede daha fazla kalması ortadan kalkacağı için muson yağmurlarından da söz edemeyecektik. Ve okyanus hareketleri azalacak, dolaşım yavaşlayacaktı.
Pangea halinden günümüze gelene kadar 4 belli başlı evre geçirmiş.
Bunlar:
Permiyen 225 milyon yıl önce,
Triassic 200 milyon yıl önce,
Jurassic 135 milyon yıl önce,
Cretaceous 65 milyon yıl önce.
Permiyen evre, Paleozoik zamanın altıncı alt bölümü olarak Permiyen kayaç sistemlerinin oluştuğu jeolojik zaman dilimidir. Günümüzden 292 milyon yıl önce başlayıp 251 milyon yıl önce sona erdiği kabul edilir.
Triassic evre, Mezozoik Zamanın birinci alt bölümü olan jeolojik zaman dilimidir. Günümüzden 251 milyon yıl önce başlayıp 205 milyon yıl önce sona erdiği kabul edilir.
Jurassic evre, Mezozoik zamanın Trias’tan sonra gelen, yani ikinci dönemidir. 205.1 milyon yıl önce ve 142 milyon yıl önce arasıdır.
Cretaceous evre, Mezozoik Zaman’ın üç alt bölümünden sonuncusudur. Günümüzden 142 milyon yıl önce başlayıp 65 milyon yıl önce sona erdiği kabul edilir.
Ve günümüz yaşadığımız yedi kıta ve dağınık adalar toplulukları…
Peki bu böyle süre gelen süreç devam ederse daha uzak gelecekte, bütün kıtalar ne durumda olabilir hiç düşündük mü? İşte 250 milyon yıl sonra kıtaların hareketlerinin birleşmeye başlayacağı öngörülüyor ve bunun da adı Pangea Ultima.
Son süperkıta anlamına gelen pangea ultıma, tabii ki son olmayacağı için, sonraki süperkıta anlamına gelen Pangae Proxima ismi de sıkça kullanılmaktadır. Ama yaygın olan Pangea Ultimadır…
Gelecekte dünya belgeselinde geçenlere göre, 50 milyon yıl sonra Atlas Okyanusu genişleyecek ve New York’u Kuzey Afrika’dan daha da uzaklaştıracak. Güney yarımkürede Avustralya, güneydoğu Asya’ya çarpacak.
Avrupa’da ise Afrika kuzeye hareket ederek Akdeniz’i kapatacak. İtalya ve Yunanistan’ın bulunduğu yerde Akdeniz dağları olarak bilinecek ve Himalayalar kadar yüksek bir dağ sırası oluşacak. İspanya’dan Güney Afrika’ya, orta doğu ve Asya’ya kadar uzanacak. Ve maalesef İstanbul yer yüzünden silinecek…
250 milyon yıl sonra artık 7 kıta değil, dünyadaki karaların büyük bir bölümünün toplandığı bir büyük kara parçası oluşma senaryolarından en büyük ihtimalle Pangea Ultima belirecek ama bu senaryolar 4 temele ayrılıyor…
1) Novopangea
2) Neopangea Pangea Proxima/Ultima
3) Aurica
4) Amasia