Coğrafya Hypatia Arşivi Kimya

Tehlikeli Kimyasal Dihidrojen Monoksit her gün tüketiyoruz!

Tehlikeli Kimyasal “Dihidrojen Monoksit” her gün tüketiyoruz! Dihidrojen Monoksit’e karşı savaş başlatılmış durumda!

Kısaca DHMO olarak da bilinen bu kimyasal ( Dihidrojen Monoksit ); erozyona, asit yağmurlarına, ciltte yanıklara neden olmakta. Bu madde aynı zamanda kanserli hücrelerde de gözlenmekte ve sağlığımız açısından büyük bir tehlike oluşturmakta. Bundan çıkar elde eden kuruluşlar bunun için bir yasal düzenlemenin oluşabilmesi için kesinlikle gündeme gelmesini istemiyorlar. Bu nedenle sürekli bizden gizlenmekte… Bunun hakkında konuşmamız bile neredeyse yasak!

Dihidrojen Monoksit

Dihidrojen monoksit ile temas kuranların ölüm oranı neredeyse %86’ların üzerinde maalesef… Kronik olarak tüketilmeye devam ederse ölüm ile sonuçlanmayan vakalarda yüksek bağımlılık riski bulunmakta. Bunlara rağmen her gün dihodrejen monoksite maruz bırakılıyoruz … Nehirlerimiz denizlerimiz ve içme suyumuz bunla doludur…

fabrika bacası

Korktunuz mu? Korkmayın korkmayın!

Belki de yüzyılın en büyük trollerinden biri 1 Nisan 1983’de Michigan ABD’de bir dergide ilan olarak yayınlanarak yapılıyor… Derginin adı da bu arada “Durand Express”…

Dihidrojen monoksit tanıdık gelmedi mi?

H20 desek? ? Bu bildiğimiz su işte! Kimyada dihidrojen monoksit şeklinde tanımlanıyor sadece. Eğer ilk başta anımsamadıysanız dert etmenize gerek yok çünkü ABD’de yine 1990’da yapılan bir sosyal deneyde kimya bölümü okuyan çoğu öğrenci dihidrojen monoksitin ne olduğunu açıklarken zorlanmışlar…

su - Dihidrojen Monoksit

Bu daha vahim değil mi?

1 Nisan şakası olarak başlayan ‘’dihidrojen monoksit’’ ölümcül risklidir şakası, 1990larda internetin her eve hatta ceplere girmeye başlamasıyla daha büyük bir trole dönüşüyor…  Küresel çapta bir ‘dihidrojen monoksit yasaklanması komisyonu’ kuruluyor ve o tarihlerden beridir aktif bir internet sitesi bile bulunuyor…

‘’Milyonlarca sebzenin üzerine püskürtülüyor

Neredeyse her nehir ve denize atık olarak akmaktadır

Çocuklarınızın bunu yemesini mi istiyorsunuz?’’

Dihidrojen Monoksit tehlikeli kimyasal

Buna insanlar inandı, tepki bir hayli büyük oldu… Yürüyüşler protestolar organize edildi… Ama 1997’ ye gelinince bu şaka ciddi ciddi büyük bir dalgaya dönüştü! Hatta bu işten tutuklananlar bile oldu! ?

14 yaşında 3-4 genç yine aynı şekilde ‘’dihidrojen monoksitin zararları’’ konulu gazete ilanı verdiler. Ve bir arkadaşlarının babasının numarasını altına ‘’halk sağlığı uzmanı’’ diye yazarak yayınladılar… Sıradan bir işçi olan adamın defalarca aranması üzerine olay patladı ve gençler maalesef şakalarının biraz ceremesini çekmek zorunda kaldılar…

Yine 1997’de Nathan Zohner adlı bir lise öğrencisi bir bilim projesi adı altında afişler, bildiriler yayınladı. Sınıf arkadaşlarını dihidrojen monksit karşıtlığına ikna etti. Yasaklanması için topladığı imzalarla 50 kişilik bir veli grubundan 43 kişiye ulaştı ve imza için ikna etti…

İkna edici bildiriler ve afişte şunlar yazmaktaydı:

Dihidrojen monksit

1-yoğun terlemelere ve kusmalara sebep olabilir.
2-doğaya büyük zararlar veren asit yağmurlarının ana unsurudur.
3-gaz haline geçmiş hali, çok ciddi yanıklara sebep olabilir.
4-kazara solunması ciğerlere dolması ölüme yol açar.
5-erozyona yol açar.
6-otomobil frenlerinin etkinliğini azaltır.
7-ölümcül kanser tümörlerinin hepsinin içinde bulunmuştur.

2014’de hatta Kaliforniya’da bir şehir meclisi “dihidrojen monoksit karton bardaklarda temel etken maddedir ve çocuklarımızın sağlığına zararlıdır” gerekçesiyle karton bardak yani köpük bardakları yasakladı!

Change.org ve benzeri kampanya sitelerinde hala sürekli aktif olarak yayınlanan kampanyalar da mevcut. Dihidrojen monoksitin yasaklanmasına kendini adayan insanlar hala buna karşı kampanyalar organize etmekte. Hatta dünyanın en büyük gazetelerinden biri Washington Post bile bu aldatmacaya kısa bir süre kanmış… Daha feci ve vahim olanı ise Yeni Zelanda’da bir milletvekili bunu meclise taşıyıp tartışmak istemiş. ?

2 hidrojen ve bir oksijenden oluşan suyumuz eğer düşünce yetimiz birileri tarafından erozyona uğratılırsa bize nasıl zararlı görünüyor değil mi?

Tolga abi ve Hugo’yu hatırlayanlarınız var mı? Türkiye’de yaşanmış en büyük trollerden biriydi mesela. Bir çocuk güya canlı yayında tolga abiye küfür etmişti. Oysa bu hiç yaşanmamıştı ama o dönemin çocukları hepimiz buna inanmıştık ve hala inananlarımız var tabi ki. Ama bu yine diğerlerine nazaran masumca bir şaka ya da trol. Ama günümüzde birileri çok rahatlıkla kahraman, birileri düşman ilan edilebiliyor..  Düz dünya yalanına, astroloji safsatasına, UFO aldatmacalarına, illuminati gibi ne varsa kandırılabiliyoruz.

Her gün sosyal medyada milyonlarca bilgi bombardımanına maruz kalıyoruz ve özellikle bu milli duygularımızı incitiyorsa çok çabuk kanıyoruz. Bir haberi 2-3 yerden teyit etmeden hemen ikna oluyoruz. Altında sayfalar dolusu küfür yazarak birilerinin ekmeğine yağ sürüyoruz. İşleri habercilik olanların bile en temel haber kriterlerini umursamıyor olması yüzünden bizlerde öyle alıştırılıyoruz!

Dihidrojen monoksitimizin hiç tükenmediği günlere!!!

Kendinize iyi bakın…