Fizik Hypatia Arşivi Kuantum Mekaniği Matematik

Paralel Evrenler Gerçekten Olabilir Mi?

Paralel Evrenler Gerçekten Olabilir Mi?

Paralel Evrenler Gerçekten Olabilir Mi?

Evrenimiz sadece deneyimlediğimiz biçimde olmayabilir. Paralel evren fikri işte burada ortaya çıkıyor, ya deneyimlerimizin haricinde başka evrenler var ise?

1954 yılında Princeton üniversitesinde doktora adayı olan Hugh Everett tarafından ortaya atılan fikir: Bizimkinin yanında ama saptayamadığımız bir evren fikriydi. O bunu çoklu evrenlerde yaşıyor olabiliriz diye tanımladı.

Paralel Evrenler Gerçekten Olabilir Mi? - Hugh Everett

Paralel evren fikri ile Hugh Everett

Paralel Evren Nedir?

Paralel evren fikrine göre: Sayısız evren var. Her birimizin kopyalarıyla dolu sayısız evren! Kuantum etkilerinin neden olabileceği sonsuz sayıda evren…

Evren sürekli bölünür. Verdiğimiz her karara dayanarak, verebileceğimiz kararların ihtimalleri dahilinde herkes için yeni evrenler yaratılır. Bu bizim kararlarımızdan oluşan farklı evrenler, bizimkiyle aynı işleyişi sahip olabilirken bazıları çok daha farklıdır.

Farklı kararlarımızın, farklı sonuçları oluyor ise ve bu farklı hamleler yeni evrenler yaratıyor ise; 2. Dünya savaşını kaybeden nazi Almanyası’nın da, kazandığı bir evren de var olmuş olabilir! Tabi bu ne kadar korkunç olsa bile, şimdikinden bazı farklılıklarıyla ona benzeyebilir miydi?

Yüksek Şatodaki Adam

yüksek şatodaki adam

İngilizcesi: The Man in The High Castle

Bizden yaklaşık olarak 60 yıl önce birileri deminki önermeyi düşünmüş. Ya nazi Almanya’sı kazansaydı. Philip K. Dick 1962 yılında yazdığı yüksek şatodaki adam kitabı tam bunun üzerine kurulu. Yakın zamanda 4 sezon halinde çekilmiş olan yüksek şatodaki adam diziside en az kitabı kadar güzeldir. Hatta dizi paralel evren kavramının üzerine baya bi gidiyor, evrenler arası geçişler oluyor. Hitler ve <japon faşistlerinin kazandığı bir Dünya’da yaşamın nasıl düzenlenceği hakkında harika bir alternatif tarih sunuyor…

Her alacağımız kararlarda almadığımız kararlarında farklı bir paralellikte devam ettiği tam bir bilikurgusal düşünce…

 

Evren Sürekli Genişliyor

Sonsuz bir tekillikteyken, yaklaşık 13.7 milyar yıl önce sahip olduğumuz her şey, büyük patlama ile oluştuğunda evren genişlemeye başladı. 3 boyutlu bir uzay şişti ve ışık parlamaya başladı. Oluşan küçük parçacıklar daha büyük maddelere, daha büyük parçacıklara dönüştü. O ufacık tekillikten ortaya çıkan evrenimiz akıllara durgunluk verecek kadar geniş. Gezegenler, yıldızlar ve yan yana kümelenmiş devasa milyarlarca, trilyonlarca galaksi hepsi bir anda kozmosa dağıldı. 92 milyar ışık yılı çapa sahip bir küreye dönüştü. Bu ışığın alabileceği yolla belirlenebilen bir sayı. Evet ışık seyahat ediyor sürekli. Büyük patlama anından beri, bu bizim evrenimizin gerçeği.

Nasıl Paralel Evrenler Oluşabilir?

Sabah kalktığınızdan beri gün içinde verdiğiniz kararlara göre olasılık dünyaları oluşur. Ya verdiğiniz kararlara göre yada daha önce seçmediğiniz ama seçseydiniz eğer oluşabilecek kararlara göre evrende yeni yeni paralel evrenler oluşuyorsa? Bir paralel evrende kahve içmek yerine çay içmeyi seçseydiniz. Ve şu an bu yazıyı çay içen eşisiniz okuyor ise? Ya kahve içen eşisiniz de kitap okuyacak olsaydı?

Nurcan seven - hypatia bilim

Çay içmeyi tercih ederek, kahve içmeyi tercih eden eşizinize göre farklı bir evren yaratmış olabilirsiniz

Gerçekten tam bir bilimkurgu değil mi ? Ama bu Paralel Evrenler Gerçekten Olabilir Mi? sorusu kuantum mekaniğinde mümkün gibi görünüyor…

Kuantum Etkilerinin Makro Evrenlere Yansıması

Kuantum Dünya’sının madde ve ışığın atom altı seviyelerinin davranışıyla ilgilendiğini biliyoruz. Atom çekirdeğinin etrafındaki yörünge seviyelerinde bulunan elektronların aynı yörüngede aynı anda birden fazla noktada gözlemlendiğini de biliyoruz.

Bu sebeple bir elektronun yörüngedeki yeri olasılık değerlerine göre hesaplanırken, tam olarak yerinin tespit edilmesi de mümkün görülmemektedir.

Zaten buna Heisenberg Belirsizlik ilkesi deniyor. Belirsizlik İlkesine göre, bir parçacığın momentumu ve konumu aynı anda tam doğrulukla ölçülemez (momentum değişimi = kütle değişimi x hız değişimi). Bu durum ne ölçüm aletlerinin yanlışlığı ile ilgilidir ne de deneysel yöntemlerin kalitesine bağlı bir durumdur; tam olarak doğanın kuantum mekaniksel açıklaması içinde dalga özelliklerinin yapısından kaynaklanmaktadır.

Atom altı seviyede elektron davranışlarını alıp makro düzeyde kendi evrenimize uyarlarsak eğer. Bir elektron kendi yörüngesinde aynı anda birden fazla konumda bulunabildiğine göre neden bu durum içinde bulunduğumuz evren için de geçerli olmasın?

Bu Bilimkurgusal Gerçeklik Mümkünse?

Albert Einstein’ın zaman genişlemesi yine buna destek vermektedir.

Albert Einstein tarafından 1905 yılında öne sürülen görelilik kuramı fizik kurallarının her yerde aynı olduğunu hatırlatır. Kuram, genel olarak nesnelerin uzay ve zamandaki davranışlarını açıklar ve bu bilgi kara deliklerin varlığından, kütle çekimine bağlı olarak ışığın bükülmesine, Merkür gezegeninin davranışına kadar çeşitli olayları açıklamakta kullanılır. Einstein’ın en ünlü kuramının pratik uygulamaları ise çok çarpıcıdır. Eğer ışığın hızı her zaman sabitse, Dünya’ya göre çok hızlı hareket eden astronotlar saatlerin tıkırtısını Dünya’daki gözlemciye göre daha yavaş duyarlar. Yani zaman astronotlar için daha yavaş akar ki bu durum “zaman genişlemesi” olarak adlandırılmaktadır. Yüksek kütle çekimi alanında bulunan bir cisim, hızlanarak zaman genişlemesine uğrar. Aynı anda astronotumuzun uzay mekiğinin uzunluğu da kısalır. Yani eğer hareket halinde uzay mekiğinin fotoğrafı çekilirse mekik, hareket doğrultusunda “sıkışmış” olarak görülür. Astronot açısından bakacak olursak değişen bir şey yoktur, her şey normal görünür. Ek olarak Dünya’daki gözlemciye göre uzay mekiğinin kütlesi de artmıştır.

Konuyla alakalı: Zaman Genişlemesi

 

Bu durumda zaman farkı farklı evrenleri işaret ediyor olabilir. Bu evrende bugünü yaşarken başka evrenlerde geçmiş ve geleceğin farklı varyasyonları yaşanıyor olabilir. Hitler’in kazandığı bir dünyayı tasvir etmek ne kadar korkunç gibi görünsede bu boyutların derinliğini anladıkça daha anlaşılır olmaya başlıyor. Aynı üç boyutta konumlanmış bitişik evrenler veya kesişen evrenler de görelilik teorisinin bir sonucu olarak bu düşünce ortaya atılabiliyor..

Boyut nedir?

Boyut: önceden belirlediğimiz bir uzay içinde herhangi bir noktanın nerede olduğunu bilmemiz için gerekli olan değişken yani koordinat sayısıdır. Kısaca 3 boyutlu bir uzayda cismin nerede olduğunu bilmek için XYZ koordinatlarını bilmeliyiz. Yani boyut her şeyden önce matematiksel bir kavram.

 

Aslında daha başka teoriler ile biz daha fazla boyuttan bahsedebiliyoruz. Mesela yine sicim teorisi farklı boyutların kapısını bize aralarken, tam anlamıyla farklı paralel evrenlerin oluşabileceğini sunuyor bize. 11 boyuta kadar hem de.

11. boyuta kadar incelendiğinde matematik formülleri bunu karşılayabiliyor ve mükemmele yakın tutarlılık gösteriyor. 12. boyutta iki farklı zaman oluşuyor fakat 13. boyutta evren gerçekten istikrarsızlaşıyor, üzerinde matematiğin çalışması için olanak kalmıyor. Bütün hesaplamalar tutarsızlaşıyor. Bu yüzden bazı bilim insanları 12. boyutu sınır olarak kabul ediyor ama onda bile iki zaman var!

İngiliz astrofizik uzmanı Stephen Hawking, bulgularıyla, içinde eşizlerimizin bulunduğu fantastik bir “hiper uzay”ın kapılarını açıyor. Şu sırada, siz bu yazıyı okurken, paralel evrenlerdeki eşizleriniz de bu yazıyı okuyor olabilirler. Paralel evren teorisine göre, biz burada yaşantımızı sürdürürken diğer evrenlerde başka ihtimaller dâhilinde var olabiliriz. Paralel evrenlerle aramızda sadece saydam bir zar var. Yaşadığımız evrenin ilk ve tek evren olmadığı gerçeği ile karşı karşıya bulunmaktayız.

Enteresan bir gerçeklikle yüzleşebiliriz.

Çay içen eşizimle kahve içen eşizim farklı paralel evrenlerde ve farklı boyutlarda ve farklı zamanlarda belki yan yana geçiyor ama farkında bile değiliz! Tüm bu iddialardan anlıyoruz ki paralel evrenlerin varlığı artık bilim kurgunun ötesinde bir gerçekliğe sığdırılıyor. Bilim kurgunun ötesi gerçekten tuhaf gibi gelse de, insan acaba demektende kendini geri durduramıyor…

Paralel Evrenler Gerçekten Olabilir Mi? Videomuz ile detaylı izleyebilirsiniz…