Biyoloji Film Hypatia Arşivi Kitap

Kadim ve Temel bir olgu: KORKU

KORKU?! Hangimiz korkmuyoruz ki?…

Bizi doğruya da yanlışa da sevk eden en büyük ittirici güçlerden biridir korku ve canlıların hayatta kalmasını sağlayan ve türlerin devamını sağlayan da… Çocukluğumuzda tuvalete bile gitmemize izin vermeyen ama bazen de bize başarının gururunu tattıran, sınırlarımızı zorlatan şey; nasıl olur da aynı duygu olabilir?

İşte bu bakış açımıza ve beynimizde durumları nasıl anlamlandırdığımızla alakalı. Korku için olgu ya da olaylara karşı verdiğimiz tepkiler diyebiliriz ve bu kişiden kişiye göre değişebilir. Mesela bazılarımız fareleri sevimli bulup onlarla arkadaşlık ederken bazılarımızsa çığlıklar içinde soğuk terler dökebilir.

KORKU-animasyon

Freud kaygı ve korkuyu birbirinden ayırır ve şöyle der:

“Kaygı olması beklenen ve korkulan şeye beynin hazırlığı iken korku için bir nesne gereklidir.”

Tabi ki korku çok boyutlu bir kavram; toplumsal korku, bireysel korku, toplumsal korkuların bireyin iç dünyasında yarattığı çeşitli korkular… Ama hepsi beynimizin en eski bölgesi amigdala ile doğrudan bağlantılı. Beş duyu organımızla algıladığımız her şey ilk olarak amigdalan geçer. Ve herhangi bir şey ya da bir durumdan korkarsak amigdala sayesinde beyin oradan kaçmaya, hızlı düşünmeye, enerji üretmeye ve daha çok ürettiği bu enerjiyi bacak gibi büyük kaslara kan pompalayarak bizi hazırlar. En eski duygu işte: kaç ve kurtul!

Ama her zaman öyle mi?

Bilim insanlarının yaptıkları araştırmalar bizi farklı bir sonuca götürüyor. Araştırmaların ortaya koyduğu şey eğer insan korktuğu şeyden uzaklaşırsa, korkusunu daha da aşamayacak şekilde besler. Örneğin insanlar ve dış dünyadan korkuyorsunuz: Diyelim ki insanlara iç dünyanızı açarsanız sizi üzeceklerinden ya da bazı kaygı ve korkularınızı kullanacaklarından korkuyorsunuz ve bu sebeple insanlardan kaçınmaya, hatta kaçmaya başladınız.

Bunun gitgide daha da toplumdan soyutlanacağınızı ve korkunuzun daha da derinleşeceği belirtiliyor. İşte bu nedenle kaçmak her koşulda olması gereken ya da iyi bir fikir değil!

Bizler genellikle alışık olmadığımız ya da bize farklı gelen “öteki”lerden ya da “yabancı”lardan korkmaya ve ona bir ön yargı geliştirmeye, dışlamaya müsait canlılarız. Hatta bunun bir adı bile var “zenofobi“! Tabi bu özelliğimiz bir çok siyasal, ekonomik ya da sosyal otoriteler tarafından yönlendirilmeye ve kullanılmaya çok da açık bir durumdur.

Nasıl mı? Örneğin; dünyayı uzun tırnaklılar ve kısa tırnaklılar olarak ikiye ayırsalar ve uzun tırnaklıları tüm ama tüm araçlarıyla övseler, kısa tırnaklıları ise karalasalar birçoğumuz tırnaklarımızı uzatmaya başlarız.

korku filmi

İnsan bulunduğu grubun güçlü olmasını ister ve genellikle gücün tarafında saf tutmaları da bu korku temellidir!

Alfred Hitchcock ise kontrollü korkunun çok zevkli olduğunu söyler. Sinemada korku türünün hizmet ettiği noktalardan biri de budur. İnsanlar korku filminden çıktıklarında kendilerine hiçbir şey olmadığını düşündüklerinde mutlu olurlar. Aynı zamanda korku sineması döneminin toplumsal ve siyasal korkularını da iyi analiz eden ve insanları kendine bağlayan bir tür olduğu için çok uzun zamandır sinema endüstrisindeki yerini sağlama almıştır.

Yapımı da ucuz geliri de çok ohh mis! Savaş mı var al malzeme, ekonomik kriz mi var al malzeme, toplumda cinsellik ve cinsiyet sorunu mu var al sana malzeme! Korku sinemasının dayandığı ideoloji de zaten korkunuzu daha çok körüklemeye dönüktür ve şunu der:

“Fazla kurcalama, fazla merak etme, o kapıyı açma! Bunları yaparsan başın derde girer!”

KORKU filmleri
Halbuki korku ile baş etmek istiyorsanız bilinçli ve sistemli bir şekilde onunla mücadele etme cesaretini göstermelisiniz. Ama korku filmleri bunu yapmamanızı söyler çünkü kullanmak ve ondan yararlanmak istedikleri korkularımız var… Ve sizin korkularınızdan arınmanız onların en büyük korkusu olabilir! ?

Ama korku korkulacak bir şey değildir. Hatta kontrolsüz cesarettense kontrollü korku sizi ayakta ve de hayatta tutabilir! ?

Buna benzer şekilde merak edilen “dejavu nedir” yazımıza da buradan ulaşabilirsiniz. Keyifli okumalar…