Astronomi Hypatia Arşivi

Hubble Uzay Teleskobu Nedir?

Hubble Uzay Teleskobu

Teleskop temelde bir zaman makinesidir. Çünkü gözünüz bir zaman makinesidir. Size bir ışık gönderdiklerinde, objeleri oldukları gibi görebilirsiniz.

Işığın buradan Ay’a gidip gelmesi 2.5 sn sürer. Güneş’i olduğu durumdan 500 sn sonra görürsünüz. Teleskopla milyarlarca ışık yılı ötesini görebilirsiniz. Ve zamanda milyarlarca yıl geriye gidebilirsiniz.

Eskilerin yanıldığını, kilisenin yanıldığını, Kopernik’in haklı olduğunu teleskop sayesinde anladı.

1600’lerde Galileo; bir gün içerisinde yaptığı teleskop ile gözlemleri sırasında çok enteresan ve devrim niteliğinde bir şeye ulaştı. Jüpiter’i gözlemleyen Galileo; çevresinde 4 ışık gördü. Bunların yıldız olduğunu varsayan Galileo, ertesi günü yine o noktayı inceledi!

jüpiter teleskop

Ama nasıl olurdu? 3 tane olmuşlardı ve yer değiştirmişlerdi! Her gece yeniden gözlemledi, sürekli yer değiştiriyorlardı.

Ama her şey Dünya’nın etrafında dönmüyor muydu?

Bu Jüpiter’in çevresinde dönenler, Jüpiter’in uydularıydı resmen. Eskilerin yanıldığını, kilisenin yanıldığını, Kopernik’in haklı olduğunu teleskop sayesinde anladı.

Flammarion Gravürü

“Flammarion Gravürü” olarak bilinen bu resmin, kim tarafından yapıldığı meçhuldür. Gravür, dünyanın çok özel bir yer sanıldığı o günleri resmeder.

Teleskop basit bir aygıttır. İki lens yeterlidir. Galileo’nun teleskobu insan gözünden 100 kat daha fazla ışık topluyordu.

1668’de Newton ile teleskop yeni bir teknik ile buluştu: reflektör.

Newton mercek yerine ayna kullanırsanız tüm dalga boylarının aynadan tamamen aynı şekilde yansıyacağını, böylece tüm renklerin görüneceğini, tamamen aynı kusursuz odak noktasına gelerek sonunda evrenin daha da ilerisini görebilmek için, giderek çok daha fazla ışık toplayabilecek, çok daha büyük teleskoplar yapabilmemizi sağladı. O zamandan beri en güçlü teleskoplar bu tasarımı kullandı. Hubble’da…

Son 400 yılda teleskoplar evrene dair görüşümüzü tekrar tekrar değiştirdi.

Her dönem öncekinden daha derinleri ve daha öteleri gördü. Hubble uzay teleskobu hayal ettiğimizden daha fazla uzak galaksileri gösterdi. Bize nereden geliyoruz ve nereye gidiyoruz anlayışını verdi. Evrende yalnız mıyız? Yıldızlarda dünya benzeri başka gezegenler var mı?

Bu soruları cevaplamak için yeni teleskoplara ve daha büyüklerine ihtiyacımız vardı. California Wilson dağında buna çözüm bulabilmek ve Einstein denklemlerini bile değiştirmeye yetecek 1908’de 4.5 ton parçalanmış Fransız şarap şişesinden oluşan 2.5 metre bir ayna yapıldı.

Ölen babasına avukat olacağına dair söz verse de Edwin Hubble, 1. dünya savaşından sonra ordudan terhis edildiğinde Wilson dağına gitti ve zamanını gece gökyüzüne bakarak geçirdi. Hubble izlerken bir şey dikkatini çekti; özellikle bir yıldız her ay parlaklığını değiştiriyordu.

Eğer bir objenin yakındaki parlaklığını bilirseniz ne kadar sönük olduğunu ölçerek benzer bir objeye olan mesafesini çözebilirsiniz.

Hubble’da Andromeda’da ki değişen yıldızda bunu yapmıştı. Andromeda’nın Samanyolu’nun bir parçası olamayacağını keşfetti. Aslında 2.5 milyon ışık yılı uzaklıktaydı. Tamamen ayrı bir galaksi, tamamen başka bir ada evren olmalıydı.

Astronomideki büyük mücadele; her şeyin ne kadar uzakta olduğunu çözmek ile ilgili!

Hubble evrende tek galaksi biz miyiz? Sorusunu çözerken, aynı zamanda ne kadar büyük bir galakside olduğumuzu ve galiba genişlediğimizi fark etmişti. Bu inanılmaz bir düşünceydi! Çünkü Einstein bize öyle olmadığını söylemişti. O evrenin genişleyemeyeceğine inanıyordu. Biz de sabitleme denklemlerine uyumluk sağladık.

Edwin Hubble aslında galaksilerin birbirinden uzaklaştığını gösterdiğinde, Einstein bunun en büyük hatası olduğunu kabul etti. Genişleyen evren bir devrimdi.

Edwin Hubble bu kanıtlarını 2.5 metre çapında bir teleskop ile başarmış ve daha ilerilerini, zamanda daha gerilerini görebilmek için daha büyük teleskoplar yapma fikri doğdu. 5 metre çapında dev gibi bir teleskop ‘’büyük göz’’ adı verilen teleskop yapıldı yapılmasına ama Dünya’mızın atmosferi, hava; teleskopun derini görmesini engelliyordu, yıldızları bulanıklaştırıyordu!

Daha ileri bir fikir doğdu! O zaman biz bunu uzaya yollayalım… Ki o dönem yani 1948’de doğru dürüst roket bile çalıştırılamıyordu… 24 nisan 1990 tarihine kadar bu böyle sürdü. Hepsi hayaldi. Ama o tarih de, yaklaşık 50 yıl sonra bir mekiğe konulup uzaya teleskopumuz gönderildi! Adı da tabi ki ‘’Hubble’’ oldu!

Hubble Uzay Teleskobu

Yerden 559 km yükseklikte, saniyede 7.500 metre hızla yol alır. 13 metre uzunluğuyla ve yaklaşık 12 ton ağırlığındadır. 2,4 metre çapındaki aynasıyla uzayın gizemini çözer…

Ama milyar dolarlık bu cihaz, doğru dürüst çalışamıyordu! Fotoğraf çekemiyor, odaklanamıyordu! Üzerindeki bir ayna yanlış tasarlanmıştı. Neyse ki Hubble sadece 8 dk mesafedeydi. Mekiğin yörüngeye ulaşması sadece 8dk sürüyordu ve astronotlar ona gidip tamir etti ve nihayet o harika fotoğraflar gelmeye başladı!

Hubble Uzay Teleskobu

Hubble’ın dünyayı değiştirme yolculuğu başladı. Yıldızların doğumuna ve ölümüne tanık olmak, galaksilerin merkezlerinde kara delikler bulmak, evrenin yaşını ölçmek, karanlık enerjinin varlığını doğrulamak ve daha pek çok şey…

Hubble Uzay Teleskobu tek bir noktaya odaklandığında orada 10 bin farklı galaksi görebiliyordu ve o zamana kadar bu bilenemezdi! Hubble Teleskopu, planlanan çalışma süresinden de uzun süre hizmet etmiştir ve hala çalışmaktadır.

1990 yılındaki fırlatılışından bu yana, 1,2 milyondan fazla gözlem yapmıştır. Astronomlar onun sayesinde 14.000’den fazla bilimsel makale yayınlamışlardır. Hubble’ın arşivi 120 terabyte’tan fazla bilgi depolamaktadır.

Hubble Uzay Teleskobu

Her noktada 10 bin galaksi var! Galaksilerde yaklaşık 100 milyar yıldız bulunuyor. Eğer tüm gökyüzünde hesap yaparsanız gözlemlenebilir galaksilerde 10 üzeri 22 yıldız var demektir. Bu 22 sıfırla birlikte 10 demek!

Derin alan Hubble’ın görebildiklerinin sınırını çiziyor.

Galaksiler ve evrenin resmini tamamlamak için bize görünürün ötesini gören yeni bir teleskop türü gerekiyor!