DRAKE Denklemi:
Ya şu anda galaksimizde binlerce uzaylı uygarlığın var olduğundan söz edebiliriz, ya da bu kadar büyük bir galakside her şeyin bizim olduğu gibi, şok edici bir gerçeklikle yüzleşmemiz gerekir!
Carl Sagan’ın Contact filminde dendiği gibi: Bu koskoca bir israf galiba!
Samanyolu galaksimizin sahip olduğu milyarca ve milyarlarca yıldızın bulunduğu bir evrende yaşadığımızı düşünün. En düşük tahmince yüz milyar yıldız veya en yüksek ihtimalle 4 yüz milyar yıldız var!
Samanyolu galaksisi, uzayın uçsuz bucaksız soğuk boşluğundaki milyonlarca galaksiden sadece biridir. Bu nedenle akıllı yaşamın ortaya çıkma olasılığı son derece küçük olsa bile uzaydaki milyarlarca yıldız gerçekten yalnız olmadığımızı düşündürür.
Bu astronomik bilmeceyi çözmeye çalışanlardan biri de Frank Drake’di
Frank Drake bu bütün sorularla baş etmeye çalışırken fark ettiki: Eğer tüm sorular birlikte çarpılırsa, o zaman tahmin edeceğimiz tespit sayısı için bir tahmine sahip oluruz. Ve böylece Drake denklemi doğdu.
Bu nedenle R* : galaksimizdeki yıllık yıldız oluşum oranını ifade eder.
Denklemdeki bir sonraki terim fp : gezegen sistemlerine sahip yıldızların durumudur.
Bu yüzden artık gezegenlerimiz var tamam, bu gezegenlerden kaç tanesi gerçekten yaşanabilir durumda? Hala güneş dışı gezegenler hakkında bilmediğimiz çok şey var! Bu yüzden buraya bir sayı koymak gerçekten zor.
Ama yinede ne: Gezegene sahip yıldız başına düşen toplam yaşama elverişli gezegenlerin ortalama sayısısını ifade eder.
E bide bu gezegenlerden kaç tanesi yaşamı gerçekten destekliyor!
Yani fl : Bu gezegenlerin arasında herhangi bir şekilde yaşama uygun bir ortamın oluştuğu gezegen sayısı demek.
fi : Bu yaşama elverişli gezegenlerden kaçında akıllı hayata geçildiği yada kaçının evrim geçirdiği ile ilgili.
Frank Drake aynı zamanda dünya dışı uygarlıkları aramak için radyo astronomisini kullanmakla ilgilendi, tıpkı Carl Sagan’ın Contact kitabında olduğu gibi.
Böylece fc ortaya çıktı.
fc : Bu tür uygarlıklardan uzayda varlıklarına dair tespit edilebilir sinyal bırakabilecek kesimi içeriyor.
1960’larda radyonun gelişmiş uygarlık için tercih edilen iletişim teknolojisi olduğuna yaygın bir şekilde inanılırdı. Kendi gezegenimiz yaklaşık 80 yıldır bu yüzden teknolojik uygarlığımızın kanıtlarını bu yöntemle gönderiyor. Dünyanın 80 ışık yılı içinde makul bir şekilde bir hayata sahip olabilecek yüzlerce yıldız var, ancak diğer akıllı uygarlıklar radyo kullanır mıydı kı? Belki onlar hala dumanla haberleşiyorlar! Ya da bizden çok daha ileri bir teknoloji ile haberleşiyorlarsa?
Ayrıca gelişmiş bir uzaylı uygarlığın varlığını komşularından kasıtlı olarak gizleme olasılığıda var. Ve tabiki barışçıl olmayacak uygarlıklar ve bizi çok akıllı olarak görmedikleri için umursamayanların sayısıda bir haylı olabilir.
Yani denklemdeki son terim olan L pek iç açıcı bir durumda değil maalesef.
L : Bu tür bir uygarlık tarafından uzayda yayınlanan, tespit edilebilir sinyalin süresi.
Frank Drake bu yüzden endişeliydi. Çünkü gelişmiş bir uygarlığın çok uzun süre saptanamayabileceğini, pek çok uygarlığın, algılamaya devam etseler bile, yalnızca kısa bir süre aralığında saptanabilmesi mümkündü.
Drake’in orijinal hesaplamalarına göre:
1961’de: 4 ila 10 arasında bir sonuç buldu. Ancak biz günümüz teknolojisi ile hesaplamaya kalkarsak, farklı bir sonuç elde ederiz. 0,00127 çok düşük bir sayıya ulaşırız!
Bu herhangi galaksimizin, tarihinde yüz bin yıllık bir dönemde, yaklaşık 127 tespit edilebilir uygarlık çıkacak demektir. Frank Drake farkındaysanız iyimser bir hesap yapmak istemiş. Bir galakside bunlardan 10 000 tane olabileceğini ileri sürmüş.
Drake’e göre bile:
Yine samanyolumuzu ele alacak olsak bile, galaksimizdeki bütün yıldızları tespit etmeye çalışsak bile, bir tane bile bulmak uzun zaman alacaktı. Unutmayın galaksimizde minimum 100 milyar yıldız varsa ve 1 tane bile bulmaya kalksak en az 10 milyon yıldız aramamız gerekir.
İşimiz gerçekten zor görünüyor!