Dizi Hypatia Arşivi

Çernobil Dizisi ve Valery Legasov

İçimizin dışımızın radyasyon olduğu, iliklerimize kadar ışımaları hissettiğimiz, atmosferiyle o günleri bize yaşatan, bürokratik sorunlarıyla SSCB’nin son dönemlerini işleyen, “Yok artık bu kadar da olamaz!” dediğimiz, “Yahu bunları nasıl bilmiyormuşuz” dedirten çok da dizi sevmememe rağmen tam bir şaheser olarak hayranlıkla izlediğimiz: Çernobil dizisi ve Valery Legasov”…

Valery Legasov - Çernobil Dizisi

Görsellik, atmosfer, sesler, seçilen müzikler, oyunculuk ve dönemi o kadar iyi tasvirlemeleri sayesinde değil sadece, binlerce insanın dolaylı olarak ölümüne yol açan milyonlarca canlının etkilenmesine neden olan Çernobil Felaketi’nin ardında dönen hikaye şok edici bir gerçeklikle işlenmiş.

Rusya, Ukrayna ve Belarus’ta bulunan yaklaşık 5 milyon kişi radyasyon mağduru sıfatıyla hala devlet yardımı alıyor… Çernobil faciasında etkilenen kişi sayısı bilinen verilere göre yaklaşık 8.4 milyon. İstanbul nüfusunun neredeyse yarısına denk gelen bu sayı Ankara nüfusundan hemen hemen 3 milyonluk bir fazlalığa işaret ediyor. Fakat ölümü soluyan kişi sayısını verebilecek bir sayısal karşılık henüz yok…

Çernobil Dizisi karakterleri

Dizideki karakterlerin, orijinal karakterlere sima olarak, makyajla birebir benzetilmiş olmaları, dizinin gerçekçiliğini bir üst boyuta taşıyor.

Çernobil Dizisi  karakteri

Çernobil Dizisi  ticaret bakanı

 

Çernobil Dizisi alt metninde “Soğuk Savaş” yıllarını anımsatan klasik ABD tipi göndermeler hissedilse bile enerjide nükleer kullanımının yaratabileceği sorunlara parmak basması bakımından önem taşıyor.

2017 yılı verirlerine göre dünyada mevcut 450 nükleer santralin 99’unu topraklarında bulunduran ve toplam enerji üretiminin yüzde 20’sini nükleer enerjiden karşılayarak bu alanda lider konumda olan ABD, hem kendi vatandaşları hem de bütün dünya için büyük bir nükleer tehdit oluşturuyor…

“Nükleer Atıklar” başlıklı yazımızı da okuyarak hem bir radyoaktif elementin yarılanma süresini hem de nasıl korumalara muhtaç olduğunu anlayabilirsiniz…

Birinci bölümün başında intihar eden Valery Alekseyevich Legasov’un ses kayıtlarıyla başlıyor ya hikaye, işte onlar gerçekten orijinal sesi olarak söyleniyor. Valery Legasov ölümü pahasına canını dişine takarak aylarca süren bütün bürokratik engellemelere karşın felaketi önlemek için gösterdiği çaba tam bir bilim insanına yakışır cinsten…

Çernobil Dizisi - legasov

26 Nisan 1986’da, Ukrayna’daki Çernobil şehrinde bulunan Çernobil Nükleer Santrali’nde yapılan bir deney esnasında meydana gelen nükleer kaza felaketinde kritik figürlerinden biri de Sovyet kimyager Legasov’du. Hem de en önemli figürdü belki de…

Legasov, Tula’da işçi bir ailenin çocuğu olarak doğdu. 1961’de Mendeleev Moskova Kimya Mühendisliği Enstitüsü’nden mezun oldu. Moskova Kimyasal Teknoloji Enstitüsü Komsomol Komitesi’nin sekreteri olarak çalıştı.
1962’de Kurchatov Atom Enerjisi Enstitüsü Moleküler Fizik bölümü’nde yüksek lisans eğitimine başladı.

1967’de, soy gazların bileşiklerinin sentezi ve özelliklerinin incelenmesi üzerine tezini yazdı. 1972’de doktora tezini hazırladı ve İvor Kurçatov Atom Enerjisi Enstitüsü’nün bilimsel çalışmaları için müdür yardımcılığına atandı.
1983’ten itibaren profesördü ve ölümüne kadar Moskova Devlet Üniversitesi Kimya Fakültesi’nde çalıştı, radyokimya ve kimyasal teknoloji bölümlerini yönetti.

Akademisyen Legasov, anormal derecede yüksek oksidasyon durumlarında nükleer ve plazma teknolojisindeki elementlerle yeni bileşiklerin özelliklerinin sentezi ve incelenmesi adına enerji tasarrufu teknolojisi, hidrojen enerjisi, nükleer, fiziksel ve plazma yöntemlerinin kullanımı alanında dünyaca ünlü bir bilim insanıydı. Liderliği altında, inorganik kimyanın, soy gazların kimyasını alanında bölüm kurdurttu. Bu çalışmaların dünya bilimindeki sonuçları Bartlett-Legasov etkisi olarak bilinir.

Legasov’un intiharı, Sovyet Nükleer Endüstrisi’nde şok etkisine neden oldu. Özellikle, Çernobil tipi RBMK reaktörlerinde kontrol çubuklarının tasarımı ile ilgili sorun hızla kabul edildi ve değiştirildi.

20 eylül 1996’da Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, felaket soruşturmasında gösterilen “cesaret ve kahramanlık” için Rusya Federasyonu kahramanının onursal unvanını Legasov’a verdi.

Çernobil Dizisi ‘nde RBMK reaktörlerinin patlamasının mümkün olmamasına rağmen patlamış olması örtbas edilmesine karşın yoğun bir şekilde bu yanlışlık karşısında direnç göstermiş ve reaktörden sızan radyasyonun çok daha büyük zararlar vermemesi için aylarını sızıntıyı durdurmak için harcamıştır… Bedenini delik deşik eden ışımalara ve 3-5 sene içinde kan kanseri olma olasılığının bilincinde olmasına rağmen nasıl savaştığını görüyoruz…

ulana khomyuk

Tabi Çernobil dizisi içinde Legasov’un yanında sıkça gördüğümüz nükleer fizikçi Ulana Khomyuk son derece önemli biri… Taa Beyaz Rusya’da 400 km mesafeden patlamanın ilk anlarından itibaren radyasyonun farkına varıp kimsenin görev vermemesine karşın bir bilim insanının olması gereken çabayla kendini bir göğüs röntgeninin binlerce katına eşit radyasyonun olduğu yere, Çernobil’e bir hışımla etkilerini azaltmaya gidiyor..

Çernobil Nükleer Santrali’nin altındaki su tanklarını işaret ederek, dolu olmalarının sonucu, çok büyük bir termik patlamaya yakın zamanda yol açacağını ilk fark eden o!

Ve bu sayede 3 tane kahraman işçinin bir hafta içinde radyasyondan ölme pahasına, patlamayı önlemeleri için açığa çıkan çekirdeğin altına girmeleri ve elle su tanklarını boşaltmaları da onun fikri…

ananenko - bezpalov- baranov

KGB tarafından defalarca tutuklanmasına karşın yılmadan merakla, nasıl RBMK tipi bir reaktörün patlamadığı araştırması için Legasov tarafından görevlendirilmesi karşısında da hakkıyla görevini gerçekleştiren harika bir bilim kadını…

Tabi gerçekte böyle biri yaşamamış olmasına rağmen diziye ahenk katılmak için dönemin kadın bilim insanlarına bir atıf yapılmak için kullanılmış karakter olabilir…

Radyasyon dozajının o güne kadar görülmemiş etkide olmasına karşın her bölümde her dakika neredeyse pofür pofür sigara içmeleri de bir an sigara bağımlılarında bile ciğerleri acıtan bir etkiye sahip…

Şunu da belirtmek lazım. Günde 1.5 paket sigara içen kişi yılda 300 göğüs röntgenine girmiş gibi oluyor. Böylece alçak radyasyon dozimetresinin en üst seviyesi olan 3.6’dan daha fazla radyasyon almış bulunuyorsunuz!

Dizide bolca iyodin takviyesinden bahsedilir… En basit tabirle bizim tiroid bezlerimiz iyotu kullanarak vücuttaki kimyasalları hormon dengemiz için kullanılabilir hale çevirir… Ondan dolayı iyodu kaya tuzundan almalıyız denir ki çünkü dışardan gelen iyot tehlikeli kimyasal etkiye yol açabilir.

Dizide de aslında şu mesaj verilmek isteniyor. İyotu vücuda bolca iyodin haplarından alırsak, radyasyon etkisinden gelen iyodu vücut bir süre kabul etmeyecektir… Çünkü iyot miktarımız yüksek olduğundan buna gerek duymayacak. Yani bir nevi tiroid bezlerimizi kandırmış olacağız.

Dizide işlenen RBMK reaktörleri nasıl bir şeymiş acaba?

RBMK-1000 tipi reaktörleri Rus kaynar su reaktörleri adı ile bilinirler. Sovyetler Birliği’ne has bir reaktördür. Eski bir reaktör tasarımıdır. Su ile soğutulurlar. Soğutucu (hafif su), yakıt kanallarına çekirdeğin tabanından girer. Giriş basıncı ve sıcaklık sırasıyla 8,2 megapaskal (mpa) ve 270 c’dir. Kanaldan geçerken su basıncı yaklaşık 7 mpa’ya düşer ve çekirdek çıkışında sıcaklık 284.5 dereceye çıkar. Sıcaklığın artması ve basıncın düşmesi suyun kaynamasına neden olur. Çekirdeğin çıkışında, buhar içeriği ağırlıkça % 14.5’e ulaşır. Bu buhar-su karışımı, doymuş buhar ve suyun birbirinden ayrıldığı buhar ayırıcılara akar. Ayrılan buhar daha sonra türbinlere akar ve buradan, suya yoğunlaştırıldığı yer olan kondansatörlere gider. Bu su (besleme suyu) daha sonra elektrikli besleme suyu pompaları tarafından buhar ayırıcılara pompalanır. Burada besleme ve ayrılan su birlikte karıştırılır. Bu şekilde ayrılan suyun sıcaklığı 270 dereceye düşer.

rmbk tipi reaktör

Dizide etrafa 700 ton kadar yayılan grifit nötronları yavaşlatmak için kullanılır. Fisyon reaksiyonunu yavaşlatmak için bu grafitten yapılma çubuklar kullanılır ve uranyum-235 ‘in tepkime hızını kontrol ederler. Toplam 17 adet inşa edilmiştir ve hala günümüzde 11 tanesi Rusya’da, 1 tanesi de Litvanya’da olmak üzere 12 tanesi işletme halindedir…

Ayrıca Svetlana Aleksiyeviç’in Kafka Kitap tarafından Türkçeye çevrilen “Çernobil Duası” kitabi o dönem felaketi yaşamışların dilinden okunması gereken bir kaynaktır…

Tehlike hâlâ geçmiş değil. Nükleer felâketler etkileri nedeniyle depremler, seller, salgın hastalıklar gibi maalesef bir türlü geçmişte kalmıyor. Kazadan sonra Kasım 1986’da radyoaktif sızmayı engellemek için yapılan beton lahdin otuz yıllık ömrünü tamamlaması nedeniyle 2016 yılında üzerine kurşundan bir örtü yapıldı. Nükleer yakıtın yüzde 95’inin hâlâ santralde bulunması nedeniyle bu önlemin de en fazla yüz yıl işe yarayacağı belirtiliyor. Bütün insanlığın sonu olabilecek yoğunluktaki nükleer madde, beton lahit ve kurşundan kubbenin altında yatıyor. Pripyat’ta yeniden yaşamın başlaması için bilim insanları 900 yıl geçmesi gerektiğini söylüyorlar.

Çernobil

Dünyada insan nüfusunda yaşanan astronomik artış, durmaksızın yükselen üretim kapasitesi ve teknolojik ilerlemeler elektrik enerjisine bağımlılığı günden güne artırıyor. Geleneksel kaynakların kıtlığı, rüzgâr ve güneşten elektrik üretiminin kısıtlı imkânlarla mümkün olması ve iklim koşullarında yaşanan bozulmalar ise gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri nükleer enerji yatırımlarına sevk ediyor. Türkiye’nin de son yıllarda bu konuyu gündeme alması, Akkuyu’da nükleer santral inşaatına başlanması nükleer enerjinin bütün boyutlarıyla tartışılmasını gerektiriyor. Çernobil’de ve 2011 yılında Fukuşima’da yaşanan felâketlerin meydana geldikleri ülkeleri de aşan çapta ölümcül tehlikeler yaratması nükleer enerjiye karşı mesafeli durmaya yetip artıyor.

Eğer siz de benim gibi iliklerinize kadar radyasyon işlendiğini hissetmenize rağmen sanki radyasyon bağımlısı olmuşçasına hemen diğer bölümü izleme hissiyle saldıranlardansanız kurşun kaplı kıyafetler ve bolca iyodin takviyeleri alarak sonraki bölümlere geçebilirsiniz. 🙂

Çernobil Dizisi ve Valery Legasov videomuz ile görsel olarak izleyebilirsiniz!