Biyoloji Hypatia Arşivi

Bipedalizm – İki Ayaklılık

Bipedalizm hakkında yazmaya başlamadan önce belirtelim; Dik durun ve kimse önünde eğilmeyin, boyun eğmeyin!

Latincede bi:“iki”; ped:“ayak” anlamına gelir. Yani bipedalizm, iki ayak üzerinde dik durmaya ve yapılan hareketlere denir. Bu hareketler ise: yürüme, zıplama ve koşmadır. Bipedalizm, iki ayaklılık, insanı insan yapan karakter listesinde ilk sıraya konulur.

maymunlar

Bipedalizm insan evriminde çok önemli bir role sahip. İnsanın ayağa kalkmasının getirdiği evrimsel yararlar arasında ellerin serbestleşmesi ve besinlerin güvenli bir yere taşınıp, alet yapımının mümkün olması;  hayli uzun otların üstünden yırtıcı hayvanların daha kolay görülüp sakınılabilmesi; vücudun sıcak güneş ışınlarına daha az, serinletici rüzgara daha fazla maruz kalması; yere yakın dallara uzanılıp beslenme imkanı bulunabilmesi sayılabilir.

maymun

Vücut sıcaklığının düşürülmesi amacıyla, yere paralel olan ve hem güneşten gelen; hem de yerden yansıyan ışınlara maruz kalan gövde dik duruma gelerek, bir tarafdan daha fazla rüzgar alması temin edilirken; diğer taraftan daha az radyasyona maruz kalması sağlanmış olmaktadır.

maymun

İki ayak üzerinde yürüme, dört ayak üzerinde yürümeye göre daha az enerji gerektirmektedir.

Bipedalizm’in tarihi araştırmacıların bulgularına göre 7 milyon yıl öncesine dayanır. Buna göre insan ailesinin ilk üyesi olan Sahelanthropus tchadensisin iskelet yapısı, bipedalizm özelliğinin başladığını gösterir.

maymunlar

Bipedalizmin en önemli iskelet değişiklikleri bulguları, leğen kemiği kanatları kısalması, bel eğriliğinin kısalması, dizin ortaya doğru yaklaşması, kaval kemiğinin alt eklem ucunun dikleşmesi, baş kısmının genişlemesiyle daha güçlü bir tarak kemiği (metatarsal-I) oluşması ve büyük parmağın içe doğru dönmesidir.

iskelet sistemi

Doğa insanı iki ayak üzerinde durmaya zorladığında ve insan bunu başardığında bunun anatomik sonuçlarına katlanmak zorunda kaldı. Yer çekimine karşı koymak zorunda kaldı, ağırlık merkezi kalça kemiğine kaydı ve denge sağlayabilmek için vücudunda birçok değişiklik oldu. İnsan kendi ağırlığını taşıyabilmek için zorlandı. Dişi de gebelik süresi hem hayatta kalma çabaları, hem de anatomik olarak yaşanan değişiklikler sebebiyle azaldı. Gebelik süresi kısalınca doğacak olan yavrunun da gelişimi daha geriden başlamış oldu. Birçok canlının yavrusu doğumdan birkaç dakika sonra yürümeye başlarken, insan yavrusunun beyni henüz gelişmemiştir ve anne karnından kolayca çıkabilmek için bıngıldaka sahiptir.

Bipedalizm daha büyük bir beyin gerektirir.

Çağdaş insan yavruları doğumda, şempanze beyninden büyük olmayan yaklaşık 350 ml’lik bir beyinle dünyaya gelirler. Ancak, diğer kuyruksuz maymunlardan farklı olarak, doğum sonrasında insan yavrusu beyni büyümeye devam eder. Dört yaşında yaklaşık 3 katına ve erişkinlikte ise yaklaşık 4 katı bir hacme ulaşır (şempanze 350 ml kadar beyin ile doğar ve erişkinliğinde hacim 450 ml’ye çıkar).

Neden 2 ayak üzerinde yürüme beceresinin nasıl ortaya çıktığını açıklamaya çalışan bazı düşünceler var?

Ağaçlarda süren yaşamdan kaynaklı daha yukarıda olan dallardaki meyvelere uzanmak için, dallara tutunabilmek için sıklıkla iki ayak üzerine kalkma eğilimi ya da atalarının yaşadığı bölgelere gelen bir tufan sonucu, sel sularının tüm yaşam alanlarını doldurduğunu öngörmektedir.

hayvanlar

Canlıları ağaçlara hapsedecek böyle bir gelişme, homo atalarını, başka ağaçlara gidebilmek için suyun içinde, iki ayaklarının üzerinde yürümeye zorlamış olabilir. Ağaçlarda iken yüksekteki dallara tutunabilmek için edindikleri bu beceriyi, bu kez başka ağaçlara giderken, fazla ıslanmamak veya su yutmamak için kullanmış ve geliştirmiş olabilirler.

Bu teori iki ayak üzerinde yürümeyi açıklayabileceği gibi beden tüylerindeki azalma da bu nedene bağlanabilir. Üstelik hepimizin bebeklikten beri sahip olduğu temel reflekslerimizden ikisi; ağzımıza su ile dolunca gırtlağımızın akciğerlerimize su gitmesini engelleyecek şekilde kapanması (bkz: gag reflex) ve bedenimizin oksijensizliğe dayanımı arttırmak için kanın hayati olmayan organlardan çekilerek hayati organlara dağıtılması (bkz: mamalian diving reflex) de bu teoriyi desteklemektedir.

mamut avı

4 ayaktan 2 ayak üzerinde yürüme becerisi tabi ki ellerin serbest olmasına ve ağaç dallarına tutunma meyveleri açma üzerine uzmanlaşmamızı sağlamış.
Değişen koşullar sonucu farklılaşan seçilim baskısı altında eller yeni görevlerine uygun bir anatomi kazanmaya başlarlar ve zamanla insan elini diğer tüm primatlardan ayıran bir nitelik geliştirirler: Tutmak ve kavramak için özelleşmiş bir başparmak.Araç kullanma kabiliyetinin evrimsel başarıyı artırması ile değişen el anatomik yapısı ve başparmak sayesinde araç kullanmakta daha başarılı bireyler gelişirken hayatta kalma becerimiz ve  daha karmaşık ve daha etkili araçlar yapmamamıza olanak sağlamış. Bipedalizmin bir sonucu olan uzun ve hantal gövdemiz, birçok avantajının yanında, diğer hayvanlardan kaçmamızı ya da saklanmamızı nispeten verimsiz kılan bir dezavantaj olarak ortaya çıkmıştı. Bu da düşmanlarımızdan korunmak için kaçmak ya da saklanmak dışında başka stratejiler geliştirmemiz zorunluluğunu doğurdu.

sosyal yaşam

Strateji kabaca şöyleydi, kaçmak ya da saklanmak yerine daha fazla görünür ol, topluluk halinde takıl, etrafa kokular ve sesler yay. kısacası diğer hayvanları korkut ve kaçır, kendinden uzak durmalarını sağla.İşte bu strateji, oldukça efektif bir şekilde işe yaramasının yanında, bugünkü anlamda sosyalliğin, dilin, sanatın, müziğin, kültürün ve pek tabii ki kognitif zekanın ortaya çıkmasında kilit rol oynamış oldu.

Avantajlarına bakacak olursak;

• Yiyeceklerini ve yavrularını taşıyabilme
• Düşmanlarını uzaktan görebilme
• Serbest kalan eller sayesinde ileride alet yapma

Dezavantajlarına bakacak olursak;

• Sorunlu bir omurga(skolyoz, bel fıtığı)
• Doğum sırasında zorluk
• Daha yavaş ve kolay alt edilebilir olma
Tekrar söyleyelim iki ayak üzerinde dik durun kimseye boyun eğmeyin.